Ergene’nin kirliliği TBMM’ye taşındı

Ergene’nin kirliliği TBMM’ye taşındı

Ergene’nin kirliliği TBMM’ye taşındı

Ergene’nin kirliliği TBMM’ye taşındı

Ergene’nin kirliliği TBMM’ye taşındı
27 Kasım 2010 - 09:45

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı Ergene Havzası’ndaki kirliliği Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdı. Yaptığı konuşmasında bira an evvel buranın temizlenmesi gerektiğini belirten Nalcı şunları kaydetti:HABER MERKEZİ“Ergene Nehri bilindiği üzere Trakya'nın kalbi ve can damarıdır. Trakya'da üç ili birlikte 264 kilometre kat ederek ve bu bölgede bundan yirmi sene öncesine kadar Ergene Nehri'nden alınan suyla tarım yapılan bir bölge. Ergene Nehri, Saray'da Yıldız Dağları’ndan başlayan ve en son yolculuğunu Meriç'te Ege'ye dökülerek sürdüren bir nehrimizdir ve bu Ergene Nehri, Ergene Havzası dediğimiz Trakya'nın yaklaşık yüzde 55 alanını kapsayan ve verimli toprakların da yüzde 90'ını içinde bulunduran bir bölgedir. Ergene Havzası dediğimiz zaman sadece Ergene Nehri'yle sınırlı değil, aynı zamanda, Ergene yer altı suyu havzalarıyla da önem arz etmektedir. Şimdi, bir bakacak olursak, Ergene son yirmi yıl içinde, otuz yıl içinde Trakya'nın kâbusu hâline geldi. Neden bu noktaya gelindi? İstanbul gibi büyük bir metropolün kenarında bulunan Tekirdağ'da hızla sanayileşme, hızlı göç alışı, bu bölgedeki kontrolsüz yapılaşma ve sanayi yapıları, belediyelerin kendi sanayi bölgelerini kurması, bugün, Trakya'daki bu Ergene sorununu gündeme getirdi. Saygıdeğer milletvekilleri, Ergene için "kirli" kelimesini kullanmak burada haksızlık olur, Ergene resmen zehir saçıyor, Ergene resmen ölüm saçıyor. Ergene'nin bugün geldiği noktada, orada yaşayan insanlar artık Ergene'den kaçmak istiyor. Bundan bir ay önce Uzunköprü'de bir eylem yapıldı. Bu -kamuoyu olarak- sayın milletvekillerinin dikkatini çekti mi bilmiyorum ama biz 23'üncü Dönem Milletvekilleri  olarak bu Meclise geldiğimiz zaman -ben ilk defa geliyordum o zaman- bir araştırma önergesi üzerine, hatırlarsınız, küresel ısınma araştırma önergeleri üzerine -ki burada CHP Grubunda Rasim Çakır Bey de vardı, burada AKP Milletvekillerimiz de vardı- bir araştırma komisyonu kuruldu. Ergene'ye gittik. Arkasından, yetmedi, bir çevre komisyonu yine kuruldu. Türkiye'de Ergene dâhil çoğu bölgelere gidildi. Aradan üç buçuk sene geçti, biz buna feveran ederken öğrendik ki 22'nci dönemde de aynı raporlar, aynı araştırmalar yapılmış ve Meclis Genel Kurulundan geçtikten sonra tozlu raflara kalkmıştır. Değerli milletvekilleri, Trakya'da tarım bitiyor. Trakya'da, çiftçi, hem Ergene konusunda hem bu ağır yönetim ve uygulanan, ektiğinin karşılığını alamama noktasında zor durumdadır. Tabii, o bölgede yaşamayan insanlar o bölgenin durumunu bilemez. Bu kirlenme biz bununla ilgili çok konuşmalar yaptık. Meclis araştırma önergeleri verdik. Hatta daha ileri gidilip, bu Meclise, Trakya'daki su havzalarının tek elden yönetilmesi için bir kanun tasarısı getirildi ama bu kabul edilmedi. Trakya'da Tekirdağ'dan başlayan, akabinde Uzunköprü ve Edirne kıyılarından, Meriç'ten geçen bu Ergene'nin zehir akıtması, bugün, yemiş olduğumuz tahıllara da geçmekte, fakat bunu, bu konuyu hiçbir zaman için burada Sayın Çevre Bakanımıza kabul ettiremedik. Ama şunu çok gönül rahatlığıyla söylüyorum: Trakya, bunun vebalini sizden soracak. Ve bunun çözümü de, buraya sadece Ergene konusunu gündem olarak getirip sorunları konuşmak değil, çözümleri de burada söylemekle mükellefiz. Bunun çözümü çok basittir: Aynı bölgede hem evsel hem sanayi atıklarını toplayacak bir veya iki tane ana arıtma sistemi kurarsın - kirlenme zaten ilk 30 kilometrede gündeme geldiği için- ve buradan çıkan suyu da tarımda veya sanayide geri kullanma durumu var. Sayın milletvekilleri, sekiz sene içinde bu konuyla ilgili hiçbir şey yapılmadı. Trakya, bu konuyla ilgili sizlere ve bizlere çok kırgın. Bizler muhalefet milletvekili olmamıza rağmen, Ergene konusu gündeme geldiği zaman, insanlar bize kızgınlıklarını dile getiriyor. Ergene çevresinde -ki 264 kilometre boyunca uzanan bu çevrede- tarım şu anda yapılamıyor. Bazen, oluşan sel ve taşkınlardan dolayı bu zehir, çeltik üreticilerinin üretmiş olduğu çeltiklere kadar sirayet ediyor. Bunlar, ağır metalleri içeren, zehirli atıkları içeren maddelerdir. Sayın milletvekilleri, bu sorunu çözmek, sekiz sene içinde -ki ben üç buçuk senedir bu Meclisteyim, Ergene konusu en azından 5 kere, 6 kere geldi- zannediyorum 10 kere gelmiştir ama bu Meclis hiçbir adım atmadı. Saygıdeğer milletvekilleri, tabii ki Trakya'nın problemleri bunlarla bitmiyor. Trakya, doğusuyla, batısıyla, güneyiyle ayrı bir özellik gösteren bölgemizdir; doğusuna bakacak olursak tamamen tarımla geçimini sağlayan, güney kısmına bakacak olursak yarı turizm dediğimiz, İstanbul'un yazlık kısımlarının bulunduğu kesim ve doğusu da, İstanbul'a yakın olan kısım da İstanbul'un sanayisini taşıyan kısımdır. Eğer, bugünlerde biz bu önlemleri almasak ve İstanbul Metroplanın yapmış olduğu yeni TRAKAB Projeleri gündeme geldiği zaman, Trakya'nın, Tekirdağ'ın doğusuna önümüzdeki on yıl içinde 2 milyon insanın kaydırılması düşünülüyor. Burada, biliyorsunuz, havaalanının kaydırılması, limanların kaydırılması, serbest bölgelerin kaydırılmasıyla ve bu bölgelerde Ergene'yle birlikte başlayan, Ergene yer altı havzalarının sanayide aşırı tüketilmesinden kaynaklanan yaşamsal bir bozukluk ortaya çıkacak. Bunun çözümü belli: Bugün, burada, yapılması gereken barajlar ve yer üstü kaynaklarından sanayiye ayrılacak olan suyun tahsisi. Yer altı sularının sadece şehirlerin yaşamsal kaynakları için bırakılması lazım. Bugün Çerkezköy sanayisi yılda 60 milyon metreküp, Çorlu sanayisi ve Büyükkarıştıran sanayisi yılda 200 milyon metreküp su kullanmaktadır. Saygıdeğer milletvekilleri, bu 260 milyon metreküp suyun 260 milyon metreküpü de işte bu Ergene'ye akmaktadır ama 260 milyon metreküp suyun 200 milyon metreküpünden fazlası sanayide, tekstilde "soğutma" diye adlandırdığımız, sadece soğutmada kullanılan sudur. Bunun geri dönüşümü çok basittir. Eğer, Ergene'ye iki kuşaklama hattı yapılıp Çorlu ve Muratlı ekseninde oluşturulacak iki tane merkezî arıtma sistemiyle hem bölgedeki evsel atıkları hem sanayi atıklarını toplayarak bu suların geri dönüşümünü sağlama imkânımız var. Bu sayede hem bölgeyi, Ergene'yi kurtarmış oluruz hem bölgenin yer altı kaynaklarının israfının önüne geçmiş oluruz hem de Trakya'yı ilerisi için yaşanabilecek bir yerleşim yeri olarak bırakırız.” (s)