EĞİTİM İÇİN

EĞİTİM İÇİN

EĞİTİM İÇİN

EĞİTİM İÇİN

EĞİTİM İÇİN
20 Haziran 2015 - 06:21

Yaşasın (Eyvah) Mezun Oldum!!!



















Selcan Aktaş











Son günlerin popüler sanal paylaşım fotoğraf teması mezuniyetler... Anasınıfı’ndan Üniversite’ye her yaştan insanın kep atması şartmış ve bunların kamuya ilan edilmesi farzmış gibi etrafınızda dönüp dolaşan fotoğrafları es geçip de birkaç tane günlük önemli habere ulaşabilirseniz ne ala.


Peki, gerçekten mezuniyetler bu kadar önemli midir insan hayatında? Bu kadar değiştirir mi gündelik yaşantımızı? Ya da her mezun olan fotoğraflara gerçek gülümsemeler mi bırakır? Yoksa gülümsemelerin ardında yaşanan gerçek tedirginlikler mi vardır?


Her sonun yaşamımızda açılacak yeni bir kapı olması ümidiyle veda ederken ayrıldığımız okullara, hayallerimizi süsleyen kapıların açılmadığını ya da açılamadığını görme kâbusu kanımıza azar azar karışmakta ve gülümsemelerimize gölge düşürmektedir. Nüfusu kalabalık her ülkede olduğu gibi süreyle yarışılan sınavlar, bir türlü mesleğini icra etmek için müsait ortam bulamayan işsizler, yıllarca çocuğu için emek harcamış ve destek olmuş anne babalar her geçen yıl bu kâbusun içine daha da çok çekilmekte ve bir süre sonra mezuniyet anılarına çaresizlik ve umutsuzluk sendromları eşlik etmektedir.


Türkiye standartlarında artık üniversite mezunu olmanın bile meslek edinmede yeterli olmadığını göz önünde bulundurduğumuzda her gecen yıl katlanarak artan işsiz sayısı, bu duruma maruz kalmış insanları ve ailelerini kısa bir süre içinde ya içe kapanıklığa ve umutsuzluğa ya da insanüstü bir çaba sarfederek hayatın hızına yetişmeye çalışan yarış atı yetiştirmeye mecbur bırakmaktadır.


Ve sonuç olarak her iki yol da kişileri mutsuzluğa ve kendi iç dünyalarına daha çok önem verme yoluna yönlendirmektedir. Ya bencil ve başarısıyla her daim övünen ya da başarısızlığın kaderi olduğuna inanmış ve bunu aşma gücünü dahi kendinde bulamayan bireyler yetiştirmekteyiz.


Günümüz çocukları ne zaman ki gelecek kaygılarını bir kenara atıp içlerinden geldiğince mezun olmanın keyfini yaşayacaklar; işte o zaman fotoğrafları anlam kazanacak ve o güne dair güzel anılar belleklerinde yer alacak. Onların büyükleri olarak üzerimize düşen görev sayısal değeri olan başarıların ya da başarısızlıkların yaşam tarzlarını ve mutluluklarını etkilememesi gerektiğini öğretebilmektir. Her birey toplum için değerlidir. Her çocuk ailesi için kendi hayatından vazgeçecek derecede önem arzeder. Fakat her çocuğu Mühendis, Doktor, Avukat, Öğretmen, Hemşire olarak hayal etmek onların kendi yeteneklerini tanımaları konusunda önlerine konulmuş en büyük engeldir.


Bırakalım onlar öncelikle kendilerini tanısınlar. Birey olduklarının ve varlıklarının toplum için önemli olduklarının farkına varsınlar. Ve her ne meslek yaparlarsa yapsınlar, ilk hedefleri başarılı olmak değil; vicdan sahibi olmak ve hayatta karşılaşacakları zorluklara karşı dik durabilmek olduğunu bilsinler. 


Göreceğiz ki; mezuniyet anıları işte o zaman fotoğraf albümlerinde daha çok gülümseyecek.


Yolunuz mutlu ve güzel günlerden geçsin.