Dr. Özkan; “Bu ülke insanının TMMOB'ye ihtiyacı var”

Dr. Özkan; “Bu ülke insanının TMMOB'ye ihtiyacı var”

Dr. Özkan; “Bu ülke insanının TMMOB'ye ihtiyacı var”

Dr. Özkan; “Bu ülke insanının TMMOB'ye ihtiyacı var”

Dr. Özkan; “Bu ülke insanının TMMOB'ye ihtiyacı var”
22 Eylül 2014 - 07:21

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kırklareli İl Koordinasyon Kurulu tarafından










HABER MERKEZİ


Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kırklareli İl Koordinasyon Kurulu tarafından “19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü” dolayısıyla 19 Eylül 2014 Cuma günü saat 17.00'de Kırklareli Anıtpark'ta (Öğretmenevi karşısı) basın açıklaması yapıldı.


TMMOB Kırklareli İl İKK Sekreteri Dr. Erol Özkan yaptığı açıklamasında şunları kaydetti:


“Bundan 35 yıl önce, 19 Eylül 1979'da TMMOB'nin çağrısıyla mühendis, mimar ve şehir plancıları, ekonomik ve demokratik talepleri için ülke çapında bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Mimar, mühendis ve şehir plancılarının tarihe not düştükleri o büyük günün mücadele ve dayanışma ile özdeşleşmiş anlamını bugünün mücadelesi üzerinden geleceğe taşımak için, 19 Eylül'ü "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü" olarak kutluyoruz.


1979 Türkiye'sinde bir yandan pahalılığın, işsizliğin ve açlığın diğer yandan da baskıların, kıyımların ve faşist katliamların kol gezdiği koşullarda TMMOB, tüm mimar ve mühendisleri bir günlük iş bırakma eylemine çağırmıştı. TMMOB'nin "bir günlük iş bırakma eylemi" çağrısını, grevli-toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip olmadıklarından ücretleri tek taraflı ve çok düşük düzeyde belirlenen; işsizliğe, geçim sıkıntısına mahkum edilen; emekçi halkımızın çıkarlarını savunduğu için baskılara, kıyımlara ve saldırılara uğrayan mühendis ve mimarlar, büyük bir inanç ve tam bir kararlılık içerisinde işyerlerinde uyguladılar. 19 Eylül'ün anlamı TMMOB'nin tarihsel sürekliliği içerisinde karakterini aldığı mücadele süreçlerinde gelişmiştir. İşte böylesi bir mücadele gününü "Mimar, Mühendis ve Şehir Plancılarının Dayanışma Günü" olarak ilan etmenin ve kutlamanın, onurunu ve coşkusunu yaşıyoruz.


35 yıl sonra TMMOB Türkiye'nin her yerinden sesleniyor: Selam olsun Teoman Öztürk'e ve arkadaşlarına. Selam olsun 19 Eylül'ü yaratanlara. Selam olsun bugün de 19 Eylül anlayışının sürdürücülerine. Emperyalizme, kapitalizme, sömürü-rant, yolsuzluk-rüşvet, baskı, zulüm düzenine karşı direnenlere, Grevli Toplu Sözleşmeli Sendikal hakları için mücadele eden,  işyerlerinde direnen bütün emekçilere, Toprağına, suyuna, deresine, ormanına, ülkemizin doğal kaynaklarına sahip çıkanlara, Kentsel-kırsal bütün kamusal alanlara sahip çıkanlara, "Kentsel dönüşüm" görünümündeki rant yağmasına karşı direnenlere, Sağlığın herkese eşit ve ücretsiz olması için mücadele «den sağlık emekçilerine, Halkın haber alma hakkının ve bağımsız haberciliğin sesi olan basın emekçilerine, Sömürü, şiddet ve ayrımcılığa karşı mücadeleyi yükselten kadınlara, Gerici, piyasacı eğitim sistemine karşı direnen kamu çalışanları, akademisyenler, liseli ve üniversiteli öğrencilere, Eşit yurttaşlar olarak tanınmak isteyerek direnen her kesimden halkımıza, Alevilere, Sömürüye karşı sınıf kardeşleriyle birlikte mücadele eden tüm emekçilere, Türkiye'nin ve dünyanın geleceğini düşünen ve mücadele eden bütün aydınlık insanlara,   dayanışma selamlarımızı bir kez daha duyuruyoruz.


İş cinayetlerini; bu cinayetlerin temel nedeni olan azami kâr güdüsü ve esnek, taşeron çalıştırma sistemini, Düşünce, toplanma, örgütlenme, basın özgürlükleri ve barajsız siyaset yapma hakkını engelleyen bütün anti-demokratik uygulamaları, Ülke sorunlarının çözümünde oyalamacı taktikleri "stratejik bir politika" imiş gibi sunan siyasi iktidarı, İşçilere, köylülere, öğrencilere, kadınlara, çocuklara, bütün halka yönelik tomalı-gazlı-coplu-mermili devlet terörünü, Yargı hukuksuzluklarını, cezaevi zulümlerini, Kadınlar üzerinde estirilen terörü, kadın cinayetlerini, "Çocuk gelin" rezaletini, çocuk işçi sömürüsünü. Eğitimi tamamen gericileştiren, piyasaya açan uygulamaları, reddettiğimizi ilan ediyoruz.


Açıkça ifade etmek gerekirse, emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, adaletin yani insandan yana olan her fikrin ve fiilin içinde ve özünde olan bir TMMOB; bu ülkenin vicdanıdır. Bu ülkenin, bu ülke insanının TMMOB'ye ihtiyacı var. Bu ülkenin kulakların sağır edildiği, gözlere mil çekildiği, konuşanın dilinin kesildiği bu döneminde görebilen gözlere, duyabilen kulaklara, daha da önemlisi konuşabilen ağızlara ihtiyacı var. Asla "padişahım çok yaşa" demeyen, aksine "Kral çıplak" diyenlere ihtiyacı var. Yani kısaca, TMMOB'ye ihtiyacı var. TMMOB bu ihtiyacın gereklerini yerine getirecek güçte ve büyüklüktedir.


Gelecek güzel günler için, masmavi gökyüzü altında birikmiş kara bulutların dağılması için, gökyüzünün ve yeryüzünün bütün renklerinin özgürlüğü için, bilim ve teknolojinin halkımızın hizmetine sunulması, mesleğimizin tüm güzelliklerinin hayatı yaşanabilir kılması için, gericiliğe ve karanlığa karşı aydınlığın yaratılması için, emperyalizme, kapitalizme ve neoliberal politikalara karşı insanca bir yaşam, özgür, demokratik, eşit ve bağımsız bir Türkiye için, TMMOB onurlu yürüyüşüne dik duruşuna devam edecektir.


19 Eylül'ün tarihsel anlamıyla herkesin huzurunda, ortak kurtuluşumuzun yegâne güzergâhı olan bu sokaklardan ve Türkiye'nin her yerinden güçlü bir şekilde haykınyoruz: "Bilimin ve tekniğin aydınlattığı yolumuzda kararlılıkla, yılmadan ve usanmadan mücadele ederek mesleğimize, örgütümüze, halkımıza, ülkemize sahip çıkacağız.” (Savaş Eskici)