Doyumsuz Hırslar ve Şeytani Düşünce

Doyumsuz Hırslar ve Şeytani Düşünce

Doyumsuz Hırslar ve Şeytani Düşünce

Doyumsuz Hırslar ve Şeytani Düşünce

Doyumsuz Hırslar ve Şeytani Düşünce
18 Ocak 2013 - 13:01











İnsan denilen karmaşık varlık kendini bile çözemeden ömrünü tamamlar. 


Etten kemikten oluşan insanoğlu aynı zamanda çeşitli duyguları da içinde barındırır.


İnsanoğlu, ruh yapısını oluşturan duygularına göre ikiye ayrılır.


İyi duygular ve kötü duygular.


İyi duygularla hareket edenler, Rahmani düşünürler. 


Kötü duygulara esir olanlar da Şeytani düşünürler.


Her şeye iyi tarafından bakanlar Rahmani düşüncelerle değerlendirmeler yaparlar. 


İnsanlara kinle kibirle ve hırsla bakanlar da şeytani düşüncelerle değerlendirmeler yaparlar.


Aslında kin ve kibir insanın ruhuna yüktür. 


Hırs ise, mal mülk ve para kazandırır ama gönül güzelliğini yok eder.


Amel denilen şey, daha çok kazanmamızı emreder


Kazandıkça daha çok kazanmak isteriz ama isteklerimiz bitmez ise, “DOYUMSUZ” hale geliriz.


Çok paranız olmasını hayal edersiniz, zengin olmak için büyük bir hırsla çalışırsınız. Gözünüz paradan başka bir şey görmez. Etrafınızdaki dostlukları yerle bir edersiniz. İnsanlara Dolar gözüyle bakmaya başlarsınız.


Sonuçta hayalleriniz gerçekleşir.


Büyük para sahibi olursunuz.


Ama doymak bilmeyen ameliniz sizi yine dürter, para da size tatmin etmemiştir.


Doymayan ameliniz devreye girer ve ister de ister.


Saygınlık duygunuzu tatmin etmek istersiniz. 


Popüler olmak istersiniz. Herkesi tesiriniz altına almak istersiniz.


Bunun için de etiket peşinde koşmaya başlarsınız.


Bu bağlamda birçok insanı kullanmak gerekecektir.  Dolayısıyla politik davranmaya başlamak zorundasınız.


Çünkü politika insan kullanma sanatıdır.


Bazen rahmani bazen de şeytani davranışlara yönelmeniz gerekecektir. 


Şeytani düşünceler hırslarınızı kamçıladıkça öfkeler kabarır.


Kabaran öfkeler tahammül sınırlarınız zorlar.


Ortamlar size dar gelir. Allahın selamını kabahat sanmaya başlarsınız.


Herkesi yönetmeye çalışırsınız. 


Ama herkes de sizin çıkarlarınıza göre hareket etmek zorunda değildir.


Sizin sevmedikleriniz başkalarının sevdikleri olabilir.


Küskünün ortağı olmaz. 


Hedefinize ulaşma yolunda sizi seven dostlarınızı da bir bir kaybetmeye başladıkça psikolojiniz alt üst olacaktır.


Doyurmadığınız amelinizin sizi ne hallere soktuğunun farkında olmadan hırslarınızın yönetimine teslim olduğunuz için gönül gözünüz körleşmiştir.


Bu kötü hal sizi uçurumdan uçuruma savuracakdır.


Amelinizi kara toprak bile doyuramayacağına göre durumuz alarm vermektedir.


Hemen içinizdeki şeytandan kurtulmak için keskin dönüş yapmanız gerekecektir.


Keskin dönüş için de yaradana sığınacaksınız ve kırdığınız döktüğünüz dostları bir bir kazanmaya başlayacaksınız.


Kötülükten kim ne kazanmıştır? 


İyiliği seçmelisiniz. Yaşasın iyilik.