DİSK Genel Başkanı Çelebi Kırklareli’deydi

DİSK Genel Başkanı Çelebi Kırklareli’deydi

DİSK Genel Başkanı Çelebi Kırklareli’deydi

DİSK Genel Başkanı Çelebi Kırklareli’deydi

DİSK Genel Başkanı Çelebi Kırklareli’deydi
17 Şubat 2010 - 09:13

Kırklareli Belediyesi 140 işçisiyle sözleşme imzaladı
* Türkiye Devrimci İşçi Sendikası Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi Kırklareli’ne gelerek Kırklareli Belediyesi ile sözleşme imzaladı.


HABER MERKEZİ
Türkiye Devrimci İşçi Sendikası Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi beraberinde DİSK Genel Başkan Yardımcısı İsmail Yurtseven, Genel-İş Genel Başkanı Erol Ekici ile 15 Şubat 2010 Pazartesi günü Kırklareli’ne gelerek Kırklareli Belediyesi’nde anlaşmaya varılmış 140 işçinin sözleşmesini imzaladı. Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan’ı makamında ziyaret eden Çelebi anlaşmaya varılmış olmasının kendisini çok memnun ettiğini belirtti.
* “Çalışanlar Kırklareli için çalışmalı”
Belediye Başkanı Cavit Çağlayan yaptığı konuşmada çalışanların sadece zaman geçirerek maaş alması için değil, Kırklareli için çalışması gerektiğini belirterek; “Biz ülkemizin ve belediyemizin imkanlarını göz önünde bulundurarak elimizden gelenin en iyisini işçilerimize vermeye çalıştık. Biz çalışanlarımıza bu ücreti verirken onlardan olan beklentilerimizi de dile getirdik. Biz bu parayı veriyoruz ama bu maaşla 2 tane üniversite öğrencisi okutan bir ailenin geçinemeyeceğini de biliyoruz. Bir öğrenci bir ayda en az 250 TL paraya ihtiyaç duyar. Ama bizim verebileceğimiz en üst rakamlar bunlar.
Verimlilik olmadığı takdirde hiç kimse bir şey elde edemez. Biz herkesin başına zabıta koyum çalışmalarını kontrol edemeyiz. Çalışan işçilerin içtenlikle Kırklareli için çalışması çok önemli. Bize bazen şikayetler geliyor. Vatandaş bizi arayarak “bu işçiler 3 saattir burada bir şey yapmıyor” diyorlar. Bunlar olmayan şeyler değil. O vatandaş verdiği verginin hakkını geri istiyor. Bizlerde verdiğimiz paranın hakkını isteriz.
Bana öyle geliyor ki maaşlar arttığında verimlilik azalıyor. Biz burada Kırklareli halkının parasını veriyoruz ve bunun için şikayetlerin sona ermesini diliyoruz. Bunun yanı sıra sendikalı işçilerin verimliliğinin artması için eğitimler verilmesinden yanayız” dedi.
* “Sallabaşını al maaşını mantığında birinin arkasında olmayacağız”
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi hakları savunurken her iki tarafında haklarını gözetlediklerini belirterek çalışmayan birinin arkasında olmadıklarını belirtti. Çelebi; “Eğitim alanında bir sıkıntı varsa tabiî ki buda gündeme getirilir. Çünkü biz çok net duran, en iyi hakların mücadelesini veren bir örgütüz. Ama yalnız hakları elde etmek meseleyi çözmüyor. En iyi en verimli üretimi de savunan bir örgütüz. Hakları elde edebilmek için hizmetin de iyi verilmesi lazım. DİSK üyelerinin haklarını araması için ne kadar ısrarlıysak, verimlilik anlamında da çok hassasız. Sallabaşını al maaşını mantığıyla çalışmanın hiçbir zaman arkasında olmadık ve olmayacağız. Böyle bir işçi kesinlikle bizim korumamız altında değildir. Biz her zaman haklının yanında, haksızın karşısındayız” şeklinde konuştu.
* “Belediyeler yaptıkları işten kazanç elde etmez”
Makamda yapılan bu konuşmaların ardından işçilerin bulunduğu belediye şantiyesine geçildi. Burada konuşma yapan Genel-İş Genel Başkanı İsmail Yurtseven; “Sözleşmemizin sendikamız ile Belediye Başkanımız arasında imzalanan sözleşmenin Kırklareli halkına hiçbir zarar vermeden masa başında hal edilmesi başlı başına bir övünç kaynağı.
Bizim ülkemizde her 5-10 yılda bir krizler ortaya çıkarılır, çıkar. Bu krizlerin neden ve nasıl çıktığını biz bir tek şeyle biliriz. Bu krizleri kim nasıl var ederse etsin bu ülkede krizin bedeli çalışanlara çıkıyor. Bu ülkede kriz denilince akla gelen ilk şey; işçi ücretlerinin düşürülmesi ve işçilerin işsiz kalması. Bunu özellikle 7 AKP iktidarında sıkça yaşadık ve gördük. En son örneği ise TEKEL işçisi. TEKEL işçisi eksi on derecede yetmişinci günlerde Ankara sokaklarında. Bir iktidar ne için başa gelir? Bir ülkenin sadece askerini üniversitesini yönetmek için değil, bu ülkenin yeraltı ve yerüstü tüm zenginliklerini paylaştırması için gelir. Kime paylaştıracak? Herhalde Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi; çiftçiye sen git, memura sen git, tütün üreticisine sen git, fındık üretilmeyecek, mısır ithal edilecek, Cumhuriyet tarihinden bu yana kazanılan değerler satılacak, “babalar gibi satarım” diyecek, ama sattıkları her şeyde kendi oğullarının, kendi yakınlarının zengin olması sağlanacak. Ama dönüp gelecek diyecek ki “Ben yetim hakkı yedirmem, yan gelip yatan TEKEL işçisine de maaş vermem”.
Bütün bunların olduğu süreçte Kırklareli Belediyesi’nde yaşananlar elbette ki hepimizi memnun eden, en azından bu günden yarına geçimimizi sağlayacak bir ortamın oluşturulması hepimizi sevindiriyor. Bu güzellikleri belki elde etmek kolay, ama önemli olan bu güzellikleri bizden sonrakilere taşıyabilmektir. Biz bir fabrika gibi bir kablo üretip onu iki katına fiyata satacak bir değer üretmiyoruz. Hizmet üretiyoruz, bütün bu ürettiğimiz hizmetlerde bizim, Kırklareli halkının, Türkiye’nin verdiği vergilerden ya da katkı paylarından alınan paralarla çoluk çocuğumuzu geçindirebiliyoruz. Bizim yaptığımız işin karşılığı para olarak değil, 5 yıl sonra iktidara gelip gelmemekle olacak. Sabah insanlar işlerine giderken ilk olarak belediye çalışanlarını, çöp toplayanları ya da parke taş döşeyenleri görüyor. Vatandaş bu sırada çalışan personeli gerçekten Kırklareli Belediyesine yakışan bir personel görüyorsa bize dönen bu olur. Ücretlerimizde geriye dönen de bu, bir sonraki sürece taşımamız gereken yanda bu” dedi
* “Çalışanlara sözlü ya da yazılı uyarıda bulunmadık”
Daha sonra konuşma yapan Belediye Başkanı Cavit Çağlayan çalışanlara hiçbir şekilde baskı yapılmadığını belirterek; “Bu yıl bizim sendikalarla üçüncü sözleşmemiz. Bu sözleşmelerin üçünde de karşılıklı konuşarak, belediyenin, ülkenin durumunu göz önüne alarak karar aldık. Her zaman her yerde karşılıklı anlaşmalar olmaya biliyor. Karşılıklı konuşmalarımızda sendika her türlü pazarlığı özgür iradeleri ile yapıyor. Ben kesinlikle konuşmalarımızda kendimi onlarla eşit, hatta onları benden daha üstün görüyorum. Biz asla sözlü yada yazılı bir uyarıda bulunmadık. O masaya oturduğumuzda herkes eşit oldu. İyiye yakın bir sözleşme oldu kanaatindeyim” dedi.
* “Belediye Başkanı asgari sınırların en üstünde ücret verdi”
Başkan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Belediye Başkanı Cavit Çağlayan’ın Kırklareli Belediyesi imkanlarını zorlayarak bir ücret aldıklarını belirterek; “Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Bu klasik anlamda bir söylem değil. Şuan gördüklerimizle, televizyon kanallarında gördüklerimizle asla çakışan bir noktada değil. Bizim gördüğümüz, bizim izlediğimiz Türkiye hem yaşanan gerilim açısından, hem yaşanan işsizlik sorunu açısından, hem yaşanan yoksulluk sorunu açısından, hem yoksulluk açısından, hem demokrasinin uygulama alanındaki eksiklikler açısından, hem hukukun şuan eşit-adil uygulanmamasından Türkiye’nin hali televizyona yansıtılanın çok ötesinde bir noktada.
Yaptığım araştırmalar sonrası bu belediyenin tüm sınırları zorlanarak burada bir sözleşme yapıldığını biliyor ve yürekten inanıyorum. Belediye Başkanımızın vermesi gereken asgari sınırları verdiğine sonuna kadar inanıyorum. Sözleşme yalnız maddi sözleşme değildir. İşçi doğal olarak cebine girecek paraya bakar ama, diğer güvenceler, diğer sosyal, temel hakların elde edilmesinde de çok ciddi kalıcı düzenlemeler yapıldı. Her süreçte bunlar geliştirildi. Bu sözleşmeyle birçok güvence sağlanmıştır.
Biz en iyi hakları elde eden, onun mücadelesini sonuna kadar veren bir örgütüz. Ama onun yanında çok disiplinli çalışmayı öneren de bir örgütüz. Belediyede ile kâr elde ettirecek bir hizmet söz konusu değil.
Hepimiz tehdit altındayız. Böyle giderse belediye diyecek ki benim üç saatlik işim var alacak işsizler grubundan 5 işsiz üç saat çalıştıracak olacak, bitecek. Şuan ki anlayış bizi oraya götürüyor. Ama televizyonlarda bizim hissettiğimiz, yaşadığımız gündem bu değil. Biz her gün Türkiye’nin daha karanlığa gittiğini paylaşmak durumundayız.
Bu iktidarın en çok oy alma nedenlerinden biri, sağlık hizmetlerini daha erişilir kılıyor olmasıydı. Eczanelerden daha kolay ilaç almanın sağlanmasından dolayı oy alıyordu. Sonrasında da duble yollar ve konutlar. Biz bu üç temel konuyla ilgili şunları işlemiştik; dedik ki bir gün sağlık hizmetlerinden ücret alınacak. Şimdi sağlık ocağına gidince 16 TL alıyorlarmış. Şimdi sağlık hizmeti veren yerler sınıflandırılmaya başlandı. O güzel cicim ayları bitti artık. Hastaneleri kademelendirdiler %60 - %70 ücreti alıyorlar. Kıyamet koparttıkları Sosyal Güvenlik açığı dedikleri açık 12 katrilyon iken şu anda bu 31 katrilyon oldu. Bu rakam iki yıl içerisinde buraya ulaştı. Bu daha da büyüyecek.
TEKEL işçilerin sonuna kadar duracağız. Onlar o mücadeleyi kedileri için vermediler. Onlar bu mücadeleyi bu duruma düşmek üzere olan herkes için verdiler. Bu ülkenin dışarıdan, İngiltere’den getirilen Maliye Bakanı ne diyor?”Oturun oturduğunuz yerde dışarıda bir sürü işsiz var”. Aynı şeyi size Belediye Başkanı yapsa “Ne maaşı size kardeşim. Sokakta sizin maaşınızın yarısına çalışacak insan var” dese, siz her halde burada da aynı tepkiyi, aynı isyanı ortaya koyarsınız. Öyle değil mi? Öyleyse onlar orada koyduğu zaman niye kınanıyor?
Biz macera da aramıyoruz. Eylem hastalığına da tutulmuş değiliz. TEKEL işçilerinin hakları verilsin yarın bu eylem biter. Vermiyorlarsa da bizde 20 Şubat’ta bütün örgütler yöneticileri olarak Ankara’da olacağız. Biz bu ülkede mağdur olan herkesin arkasındayız. Bunu yapabilmemiz için DİSK’in örgütlü olması lazım. Örgütlü olmamız için işimizde koruyacağız ve kollayacağız da.
Hep söylüyorlar “Eski DİSK’i arıyoruz”. Ben DİSK’in Örgütlenme Daire Başkanıyım. O 1980 öncesi DİSK’in de başkanıydım ve 600 bin kişilik bir örgütün Örgütlenme Daire Başkanıydım. Evet bende eski DİSK’i arıyorum, ama eski işçi sınıfını da arıyorum. Bende eski mücadeleyi arıyorum. Eğer 600 bin üyeli bir Konfederasyon olsaydık biz, bu kadar rahat cirit atılamazdı. Bu kadar insan da 4-C’ye mahkum edilemezdi. Bilmiyorum derdimi ifade edebildim mi?
Öyle çalışmalıyız ki belediyede taşeron anlayışı ortadan kaldırmalıyız. Çankaya Belediyesi temizlik taşeronunu ortadan kaldırdı ve bugün çok az maliyetle çok kaliteli hizmet alıyor, belediyeye teşekkürler yağıyor.
Türkiye’nin önüne çok kısa zamanda bir seçim seçeneği daha gelecek. Bu sefer herkes daha duyarlı, ağıtlar yakmamak adına beraber bir karar vereceğiz, gerçekten emekten, demokrasiden yana olan bir iktidara katkı vereceğiz, gerçekten insani yaklaşımı el ele verdiğimizde başaracağız” dedi.
Konuşmaların ardından 140 işçinin 2010 yılı için tüm haklarına  %10, 2011 yılının ise ilk 6 ayına %4 ve ikinci 6 ayına %4 zam yapan anlaşma imzalandı. Bu anlaşmayla belediyede çalışan sendikalı işçilerin maaşları bin 300 ile bin 600 TL arasında belirlendi. (yy)