Disk/ Emekli- Sen yeni Sosyal Güvenlik Yasasını protesto etmek amacıyla basın açıklamasında bulundu

Disk/ Emekli- Sen yeni Sosyal Güvenlik Yasasını protesto etmek amacıyla basın açıklamasında bulundu

Disk/ Emekli- Sen yeni Sosyal Güvenlik Yasasını protesto etmek amacıyla basın açıklamasında bulundu

Disk/ Emekli- Sen yeni Sosyal Güvenlik Yasasını protesto etmek amacıyla basın açıklamasında bulundu

Disk/ Emekli- Sen yeni Sosyal Güvenlik Yasasını protesto etmek amacıyla basın açıklamasında bulundu
13 Kasım 2009 - 10:04

Disk/ Emekli- Sen yeni Sosyal Güvenlik Yasasını protesto etmek amacıyla basın açıklamasında bulundu Disk /Emekli- Sen “5510 sayılı IMF yasası Sosyal güvenliğimizi yok edip, sağlımızı bozdu” başlıklı basın bildirisini kamuoyuyla paylaştı. Yayınlanan bildiride yeni sosyal güvenlik yasasının vatandaşa getirmiş olduğu eksiler dile getirildi. Ayrıca katkı paylarının haksız bir uygulama olduğunun da üzerine vurgu yapıldı. Bununla birlikte açıklamanın devamında yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte  yararlanılacak olanaklar yerine getird imi diyerek maddeler halinde tespitlerde bulunuldu. Açıklamanın devamında şunlara yer verildi: “5510 SAYILI IMF YASASI SOSYAL GÜVENLIĞIMIZI YOK EDIP, SAĞLIĞIMIZI BOZDU! Değerli Basın Emekçileri, Bizler, bu yasanın mezarda emekliliği dayatarak emekliliği olanaksız hale getireceğini, ödediğimiz vergilerden başka prim, katkı- katılım payı ve ek ücret uygulamalarını getirerek sağlık hizmetine ulaşımı zorlaştıracağını, dolayısıyla eşitsizlikleri arttıracağını, bireysel emeklilik ile özel sağlık sistemini hayata geçirerek, sağlık ve sosyal güvenlik haklarımızı ortadan kaldıracağını, anayasanın sosyal devlet ilkesinin yok edileceğini ve sağlık hakkının piyasanın acımasız belirleyiciliğine terk edileceğini söyleyerek sağlıkta yıkım programı olan 5510 sayılı yasasının çıkmasına karşı çıkmıştık. Bizim bu söylediklerimize karşı yasanın savunucuları başta Başbakan, bu yasaya karşı çıkanların çoğu neye karşı çıktıklarını bilmiyorlar, biz sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında reform yapıyoruz, bu reform hayata geçtiğinde artık Türkiye'de sağlık güvencesi olmayani hiçbir vatandaş kalmayacak, Türkiye'de yaşayan herkes sadece T.C. kimlik numarasıyla Devlet, Üniversite, Özel ayırımı olmadan istediği sağlık kurumuna gidecek, prim ödeyemeyenlerin pirimleri devlet tarafından ödenecek, tüm sağlık harcamaları kapsamda olacak, sigortalılara, mevcut ödemelerin dışında ek bir ödeme yükü getirilmeyecek, 18 yaşın altındaki çocuklar sağlık yardımlarından koşulsuz olarak yararlanacak, dediler ve yasa 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girdi. Peki bütün bunlar gerçekleşti mi? Verilen sözler tutulup, vaatler yerine getirildi mi? yoksa tersimi oldu işte örnekler; • Sefalet aylıklarımız yılda iki kez, gerçek enflasyonu yansıtmayan 6 aylık TÜFE kadar arttırıldığından günden güne eriyor. • Yıllarca ödediğimiz primlerin karşılığı olarak, devlet tarafından ücretsiz verilmesi gereken sağlık hizmeti, bizim için ulaşılması imkansız lüks bir hizmet haline geldi. • Artık sağlıkta aldığımız her hizmet için katkı payı ödüyoruz. • Muayene ücretleri yüzde 650 arttı. • SGK'nın son genelgesiyle Sağlık Ocaklarında 2, Devlet Hastanelerinde 8, Özel Hastanelerde ise 15 TL. Muayene ücreti ödemek zorundayız. • Mecbur kalırda özel hastaneye gitmek zorunda kalırsak bu hastanelere, SGK'nın belirlediği fiyatın % 70 üzerinde ödeme yapacağız. • Hastane ücretlerine, tetkik ve tedavilere, ameliyatlara ve yatan hasta için ödenen ücretlere yeni zamlar yapıldı, yapılmaya da devam edecek. • Ilaçta devletin ödediği pay düştü, bizim ödediğimiz pay arttı, dolayısıyla ortaya çıkmış olan kronik hastalıkların tedavisinde kullandığımız ilaçları bile alamıyoruz. • Sosyal Güvenlik Kurumu bazı ilaçları ödeme listesinin dışına çıkardı. • Eskiden katkı payı ödemeden aldığımız raporlu ilaçlara artık ödeme yapıyoruz, örneğin; tansiyon ilacı preterax’a 6.75, kemik erimesi ilacı actonel için 10 TL. fark ödeyeceğiz. • Anne babaları GSS primi ödeyemeyen 18 yaş altında ki çocuklara verilen hizmetlere kısıtlamalar getirildi. • Milyonlarca yurttaş hala sağlık güvencesinden yoksun. Şimdide bir yandan sağlık harcamaları arttı yeni ödemeler almak zorundayız diyenler bir yandan da Sağlık Bakanlığı bütçesinde 3 milyar TL. kısıntıya gittiler bunun anlamı, getirilecek yeni ek ödemelerle vatandaşın cebinden daha çok para alınmasıdır. Kısacası, GSS vatandaşa ikinci bir vergi, oda yetmedi daha çok katkı-katılım payı, yani sırtımıza daha çok yük bindirilmesidir. 5510 sayılı yasanın hünerlerine ilişkin bu listeyi uzatmak mümkündür. Ancak bu kadarı bile söylenenle yapılanın aynı olmadığını göstermeye yeter de artar. Daha bir yıllık uygulama gerçeklerin ayan beyan ortaya çıkmasına yetti. Süslü sözlerin gerçeğii yansıtmadığı anlaşıldı. Kısacası MASAL BITTI. "Sağlıkta reform'' diye süsleyerek halka yutturdukları bu yasadan ilk kaçanlarda yine bu yasayı çıkaranlardır. Çünkü daha yasanın hazırlanması sürecinde kendilerine farklı uygulamalar içeren düzenlemeler yapmışlardı. Onun için TBMM bütçesinden milyarlarca lira Milletvekilleri ile yakınlarına sağlık hizmetleri harcanmaktadır. Bu yasanın en ateşli savunucuları olan bürokratların, mezarda emeklilik uygulanmasına karşı 5 yaşındaki çocuklarını bile yasa yürürlüğe girmeden önce sigortalı gösterdikleri ortaya çıktı. Değerli Basın Emekçileri; Yasanın uygulanmasıyla birlikte, kamu sağlık hizmeti günden güne tasfiye ediliyor, kuşkusuz bu uygulama en çok biz emeklileri vuruyor. Yukarıda da söyledik, yaşımız itibariyle doğal olarak sağlık hizmetine daha çok ihtiyaç duymaktayız. Zaten çalışma hayatımızda da ilerleyen yaşlarda karşılaşacağımız hastalıkların tedavisine ulaşabilmek için sosyal güvenlik kurumlarına prim veya emekli keseneği ödedik. Ilerlemiş yaşımız nedeniyle birçoğumuzda kalıcı ve kronik hastalıklar ortaya çıktı. Bu nedenle sürekli ilaç kullanmamız gerekiyor. Ancak 5510 sayılı yasanın uygulanması bunu imkânsız hale getiriyor. Örneğin, bir yandan 2. basamak sağlık kuruluşlarının yükü hafifletilecek denilirken, öte yandan kalp ve böbrek hastalarının raporlu ilaçlarını devlet ve üniversite hastanelerinin bu alanlardaki uzman hekimleri tarafından yazılması zorunluluğu getiriliyor. Bu ise devlet ve üniversite, hastanelerinin yükünü arttırırken, hastaların ise sağlık ocağında 2 TL. Muayene ücreti ile yazdırabilecekleri ilaçlarını: 8 -15 TL. ye yazdırmak zorunda kalmalarına neden olacaktır. Bütün bu uygulamaları protesto ediyoruz. Hükümeti bir an önce devletin niteliklerinden biri olarak anayasamızda ifade edilen sosyal devlet ilkesini hayata geçirerek, herkese devlet tarafından verilmesi gereken, parasız, nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmetini hayata geçirmeye çağırıyoruz.. Sesimize kulak verilmediği ve anayasal talebimiz hayata geçirilmediği sürece emekliler adına mücadelemiz devam edecektir. Basına ve kamuoyuna duyurulur.”