“Dereler orman oldu”

“Dereler orman oldu”

“Dereler orman oldu”

“Dereler orman oldu”

“Dereler orman oldu”
01 Kasım 2012 - 09:23

Trakya Doğalkaynakları ve Enerji Derneği Başkanı Yüksek Mühendis Hüseyin Erkin, Trakya’da bulunan birçok derenin ağaç ve bitki örtüsü sebebi ile dere özelliğini kaybederek orman haline geldiğini belirterek yaptığı açıklamasında şunları kaydetti:




HABER MERKEZİ





“6200 Sayılı Kanunla kurulan DSİ Teşkilatı’nın asli görevlerinden biri, bataklıkları kurutmak ve arazilerin drenajını sağlamaktır. Bu görevle mevcut dere yataklarını ıslah etmek veya drenaj kanalları açarak arazilerin tarımsal işlevini oluşturarak erozyonu azaltmak amaçlanmıştır. Ne tekim 1960 yılından itibaren Edirne de Bölge Teşkilatı haline gelen DSİ sazlık ve bataklık olan birçok alanı açılan drenaj kanallarıyla kurutup tarım alanı haline getirmiştir. Mevcut dere yataklarının tamamı ıslah edilerek drenaj kabiliyeti arttırılarak erozyon azaltılmıştır. Dere yataklarında ve drenaj kanallarında kullanılan Sallama kepçe olarak adlandırılan ekskavatör sayısı itibarıyla Edirne bölgesi en önde gelmekteydi. 1980’li yıllardan itibaren, açılmış olan drenaj kanalları ve ıslah edilmiş dereler periyodik olarak her yıl kontrol edilerek oluşan rusubat ve oluşacak ağaçlanmaya göre programlı olarak yılın 10 ayı çalışabilen ekskavatörlerle temizlenmektedir. Ancak son yıllarda drenaj kanalları ve dere yataklarına yeterince ilgi gösterilmemektedir. Sazlıdere, Oğulpaşa Deresi, Havsa Deresi, Şeytandere, Lüleburgaz Deresi gibi birçok ana dere ağaç ve bitki örtüsüyle dere özelliğini kaybetmiştir. Bir çok drenaj kanalı rusubatla dolmuş ve sazlık haline gelerek suyun tahliye görevini yapamaz olmuştur. Çeltik ekim alanlarında bulunan drenaj kanallarının bazıları ekim alanlarını kullanan kooperatif ve çeltikçiler tarafından temizlenirse de yeterli olmamaktadır. Daha kötüsü orman haline gelen derelerden biri olan Oğulpaşa Deresi birkaç yıldan beri yağışlı mevsimlerde suyunu drene edemediğinden yatağından çıkıp taşkın oluşturup karayolu ulaşımını bile keser hale gelmiştir. Yöremize büyük hizmetleri olan DSİ Teşkilatı geçmiş yıllarda açmış olduğu 350 km drenaj kanalı ve 220 km dere ıslahını eskiden olduğu gibi temizleyip ıslah edecek imkân ve donanıma sahiptir. Bugünler de devam eden ilkbahar ve sonbahar yağışlarını bile taşıyamayan dere yatakları ve drenaj kanallarından taşan sular arazilere zarar verir hale gelmiştir. Daha da önemlisi kış ve yaz taşkınlarından her geçen yıl daha fazla zarar görmeye devam eden Tunca Nehri köyleri arazilerinin korunması için acilen Tunca yatağının ıslah edilip temizlenmesi gerekmektedir. Karaağaç by-pass kanalının da ivedilikle açılarak drenaj ve taşkın sönümleme görevini yerine getirmesi yanında yaz aylarında da sulama amacıyla kullanılır hale getirilmesi çok önem arz etmektedir. Ergene kollarını oluşturan derelerin tamamı rusubat ve sürüntü malzeme ile dolmuş olup dere yatakları ağaçlarla kaplanmıştır. Özellikle Şeytandere, Kayalı dereleri, Lüleburgaz dereleri ve yan dereleri on yıldan beri hiç temizlenmemiştir. Korkarım bu yıl bazı köyler ve yerleşim birimleri su altında kalabilir, can ve mal kayıpları olabilir. Daha kötüsü, Kayalıköy, Kırklareli, Karaidemir Barajları dolusavakları çalışacağı için mansap şartları yeterli olmadığından aşırı yağışlarda bu barajlardan boşalacak sular dereyatakları dolu olduğu için büyük zararlara yol açabilecektir.


Özellikle her yıl çeltik ekiminden yorulmuş ve bağışıklığı kaybolmuş çeltik ekiminin yapıldığı İpsala ve Meriç ilçeleri arazilerindeki drenaj kanallarının yeniden ele alınarak derin drenaj yapacak hale dönüştürülmesinde fayda vardır. Aksi halde ısrarla dinlendirilmeden çeltik ekimi yapılan araziler, aşırı su ve gübre kullanımı sayesinde çok yakında tamamen verimsiz hale gelecektir. Dekara fazla ürün alma arzusu ve aynı bitki deseni kullanma ısrarı ile toksik özelliği hızla artan bu tarım arazileri yakın gelecekte telafisi mümkün olmayan tarım zararlarına yol açabilecektir. Suya yön veren ve suyu kontrol etmekle görevli kurumlara büyük görev düşmektedir.” (Savaş Eskici)