Denizler dalgalanmadan durulmaz

Denizler dalgalanmadan durulmaz

Denizler dalgalanmadan durulmaz

Denizler dalgalanmadan durulmaz

Denizler dalgalanmadan durulmaz
24 Şubat 2010 - 09:38


 


Türkiye’mizde son günlerde hiç görülmedik bir altüst oluş yaşıyoruz.
Halkımız olan biteni endişe ile izlemekte. Birçoğumuzun henüz anlam vermediği bir süreç hızla ilerliyor.
Olmaz dediğimiz şeyler oluyor. Generaller gözaltına alınıyorlar.
Darbe planlarının her gün bir boyutunu öğreniyoruz. Daha geçtiğimiz Mart ayında bile bir darbe planı yapıldığı iddiaları ortaya atılıyor.
İddialar kanıtlanırsa bir siyasi partinin bu süreç içinde takındığı despot tutumu ve antidemokratik siyasi duruşunu tarih ibretle kayda alacaktır.
Darbe planları yapanları savunucu ve koruyucu beyanlarıyla halkımızın kafasını karıştıran siyasi anlayışları halkımız ibretle izliyor ve söylediklerini de not ediyor.
Eğer bu darbe iddiaları ispatlanırsa bu siyasi anlayışlar darbeci olarak yedikleri damgayı partilerinin üzerinden nasıl silecekler?
Her darbe iddiası ortaya atıldıktan sonra televizyonlara çıkarak yargı sürecini etkilemeye çalışan siyasi parti liderlerini izliyoruz.
Gözaltına alınanları, henüz yargı süreci bitmeden masum ilan ederek ve onların bir nevi avukatlığına soyunan bu değerli lider, kendine göre psikolojik kafa karışıklığını halkımıza sindirmeye çalışıyor.
Bundan böyle kurumların arkasına sığınarak siyaset yapma dönemi bittiği için bu değerli liderin son çırpınışlarını izliyoruz.
Darbe savunuculuğu yaparak sosyal demokrat olunmaz. Solcu ise hiç olunmaz.
Kendinizi sosyal demokrat olarak yutturamazsınız. Solcu olarak hiç yutturamazsınız.
Tarih bugünlerde olan biteni kaydediyor. Kim ne söylediyse, sular durulduğunda yüzüne seçmen tarafından bir tokat gibi vurulacak.
Eski tutucu anlayışından vazgeçmeyen bu kronik eskimiş lider bu çalkantıda boğulup gidebilir.
Partisini dalgalanan sular altında bırakıp gidecek bu eskimiş liderler sadece kendisi kaybedip gitse; Türkiye kazanacak.
Ancak yılların kurumlaşmış partilerini de batıracaklar.
Yazık olan bu.
Partilerine gönül vermiş çağdaş ve demokrat insanların umutlarını her girdiği seçimde söndüren bu siyasi değerli lideri indirmeye partisinin gücü yetmedi ve yetmeyecek.
İnatla dediğim dedik anlayışla darbe iddialarını sulandırmaya ve sürekli dalga geçmeye uğraşarak ve bu kadar ciddi bir süreci hafife alan bir siyasi tutum izleyen ve halkımızı psikolojik kafa karışıklığına sokan bu lider; partisinin başından gitmeden, partisi de iktidara gelemez. Türkiye’mizin de siyaseten önü açılamaz.
“Darbeyi düşünmüş olabilirler” diye demeç verilip siyaset mi yapılır? Darbelerin düşünülmüş olmasını hoş gören bu değerli lider sol’dan ve sosyal demokrasiden nasıl bahsedebilir? Bu nasıl bir demokrasi ve sivil anlayış? İnanılır Gibi değil. Partisinin Tabanının bir bölümü de ,bu değerli liderin bu konudaki demeçlerini kabul ediyor ve sahipleniyor.Olayın en üzücü yanı da bu zaten. Yukarıdakinin söylediğini aşağıdaki de tekrarlıyor.
Ülkemizin demokrasisinin ve evrensel hukuk anlayışının önündeki tıkaç bu değerli liderin partisinin başından gittiği gün, hem partinin önü açılacak hem de Türkiye’nin önü açılacak.
Düşünün bakalım bu siyasi değerli lider kim sizce? Partisinin bile % 80’ninin istemediği ama yine de oy verdiği bu lideri değişim süreci önünden atacak ve silip süpürecek.
Çünkü; Denizler, Dalgalanmadan durulmaz.