Dedeoğlu, Sinanlı Beldesi’nde konuşma yaptı

Dedeoğlu, Sinanlı Beldesi’nde konuşma yaptı

Dedeoğlu, Sinanlı Beldesi’nde konuşma yaptı

Dedeoğlu, Sinanlı Beldesi’nde konuşma yaptı

Dedeoğlu, Sinanlı Beldesi’nde konuşma yaptı
09 Şubat 2011 - 09:17

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli Milletvekili Aday Adayı Hakan
Dedeoğlu, yaklaşan Genel Seçimler öncesi Sinanlı Beldesi’nde ziyarette
bulunarak bir konuşma yaptı.

HABER MERKEZİ

Milletvekili Aday adayı Hakan Dedeoğlu, Sinanlı Beldesi’ne yaptığı ziyarette, CHP Belde Başkanı İlhan Koç ile partili delegeler ve üyelerden oluşan kalabalık bir heyet tarafından karşılandı.
Hakan Dedeoğlu, burada yaptığı konuşmasında, “Atatürk’ün bir ifadesi var biliyorsunuz? Toplumsal barış topraktan gelecektir. Toprağın gerçek sahibi sizlersiniz ve büyük bir geniş kitlenin de patronusunuz yani. Şimdi bunun bilincinde olarak mutlaka haklarınıza sahip çıkmak zorundasınız.” dedi.
Pehlivan Ali Osman’ın Kahvesi’nde, partililerine seslenen Dedeoğlu, daha sonra şunları söyledi:
“Önümüzdeki tabi resmi bir tarih olmaksızın ortaya atılan 12 Haziran tarihi ile ilgili olarak, genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Kırklareli Milletvekilliği konusunda aday adayı olduğumu Lüleburgaz İlçesinde açıklamıştım. Çarşamba günü de Kırklareli’nde bunu ortaya koydum. Ondan sonra da Babaeski’den önce buraya kısmet oldu. O gün dün daha doğrusu helikopter ile tüm Trakya’yı dolaştık. Çünkü belki biliyorsunuz Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı ile 15 yıldır uğraşıyorum, bu Türkiye’de ki ilk bölgesel çevre planı oluyor. Bununla ilgili de bir mahkeme süreci var. O süreç ile ilgili de keşif üç gün sürdü. Ankara’dan iki tane Hâkim, 3 tane de Profesör Ege’den geldi. Bunlara helikopter ile bütün Trakya’yı dolaştırdık. Yani nerde ne var, Ergeneyi izah ettik kirliliğin içeriği ile ilgili sanayi tarafından kirletmeler, göç sonucu ortaya çıkan sorunlar. Çok ta yararlı oldu. O nedenle Perşembe gün Babaeski’de CHP Parti binasında yapılan toplantıya katılamadık. Değerli dostlarım ben bu çevrenin bir kişisi olarak özellikle de bu belde sizlere uzak olmayan bir kişiyim. Bir süre öncesi aday adaylığı hususunda düşündüğümü toplum aracı ile dostlarım aracı ile ortaya koymuştum. Sonucunda da 20-25 gün sonrası kesin olarak adaylığımı düşündüğümü zikrederek Lüleburgaz’da bunu açıkladım. Şimdi TEMA Vakfını yakinen herkes biliyordur. 16 yıldır bu konuda Trakya ve Türkiye’nin birçok noktasında mücadele veriyoruz. Bu tabii kafa kirliliği çerçevesinde toprak, su, hava üç geninde devam eden bir süreçtir. Ne yazık ki şimdi AKP olarak yaşadığımız bu kirlilik sürecini biz çok öncesinde fark ederek mücadelemizi başlatmıştık. Bu çerçevede de yine bildiğiniz gibi Sarımsaklı Çiftliği ile ilgili 5 yıllık bir sürecim oldu, satılmaması hususunda. Ogün için ne kadar önemli olduğunun altını çizmiştik tohumun. Bunu çünkü Mustafa Kemal Atatürk, 1928’de fark etmişti. O günkü siyasi aymazlık bunu tabii ki maalesef fark edemedi.  Ancak sizler çiftçilik yapanlar bugün için çok yoğun olmasa da tohum sorunu olduğunu hissediyorum. Geçenlerde Havsa’daydım, daha önce de tarımsal araştırma için Edirne’deydim. Yani bunun yetmezliği içinde vermiş olduğumuz mücadeleyi görmekteyim. Buradan şunu söylemeye çalışıyorum. Türkiye’de önemli bir meselenin ya da meselelerin toplum olarak 15 yıl gibi bir sonrasındayız. Genelde Türkiye’de böyle bir süreçle yaşatılmaktayız. Kotalar ile ilgili 14 yıldır mücadele ediyorum. 80 bin tondu bu çevrenin şeker fabrikasının kotası bugün 215 bin tona vardı. Kotalar kalktı. Ama ne yazık ki insanımızı bıktırdılar. Yani yine iş başa getirdiler. Şimdi ne oluyor TV’lerde nişasta bazlı şeker kanser yapıyormuş! Günaydın. Şimdi biliyorsunuz şuan seçilen ABD Başkanı’nın eşi, “çocuklarıma nişasta bazlı şeker yedirtmem” dedi. Bu haber yeni TV’lerde yer aldı. Aslında ben bu konuyu 1,5 yıl öncesi haber yapmıştım. Şimdi böyle bir sorun yaşıyoruz. Öncesinde bunu fark eden birisi olarak, birçok konu için söylüyorum bunu. Bunu siyasetle, vekillikle birleştirerek yani nasıl ki insanın ehliyeti yok, oto yola çıkamıyorsa, ben her türlü şeyi başarmaya çalışırken, gönüllük içinde bu olayları yani yetkisizlik içinde bu olayları yetkili gibi davranmak çok zor bir durum. Sadece bu sayede bir ehliyet almaya çalışıyorum. Tabii bu umarım seçim kararı olur da şansımız genişletilmiş çerçevede artar. Sizlerde uygun görürseniz bir yere gelmiş oluruz. Diğer bir konu da ben Atatürkçü Düşünce Derneği’nin 4 yıl Genel Merkez Yönetimindeydim. Yani Şener Eruygur Yönetiminde 25 kişilik grubun en genci idim.  Cumhuriyet mitingleri ile ilgili olarak en az 10 etkinlikte aktif görev alarak, ülkenin çokluklara dayanarak çözüme yönelik o çalışmanın bir fiil içindeydim. Şener Paşa’nın ve onun dışında 4-5 Rektör arkadaşımızın ne hale düştüğünü hep birlikte görüyoruz. Ama ne ilginçtir ki özellikle AKP’nin bence en büyük başarısı toplum üzerinde ki mahalle baskısını kurdu. Yani herkes tabii bir sürü sebeplerden ötürü bu baskının altında hissediyor kendini. Buradan şu çıkmasın bir iktidar gücü değil, burada muhalefette yer alan partisel anlamda da söylemiyorum, halkın büyük bir kesiminin içine düşürüldüğü kaotik ortamdan ötürü bezginlik ve onun yansıtmalarını yaşıyoruz. Bunu mutlaka özellikle köy kesiminin, Atatürk’ün bir ifadesi var biliyorsunuz? Toplumsal barış topraktan gelecektir. Toprağın gerçek sahibi sizlersiniz ve büyük bir geniş kitlenin de patronusunuz yani. Şimdi bunun bilincinde olarak mutlaka haklarınıza sahip çıkmak zorundasınız.” (m.k.)