Çölaşan; “27 Mayıs bir Devrim’dir”

Çölaşan; “27 Mayıs bir Devrim’dir”

Çölaşan; “27 Mayıs bir Devrim’dir”

Çölaşan; “27 Mayıs bir Devrim’dir”

Çölaşan; “27 Mayıs bir Devrim’dir”
06 Temmuz 2010 - 09:13

Kırklareli’nin Babaeski ilçesinde Belediye Kent Konseyi ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şube Başkanlığı’nca, “Türkiye’de Hukuki Süreç ve Hukukun Üstünlüğü” konulu ortaklaşa bir panel düzenlendi.


HABER MERKEZİ
Çamlık Aile Çay Bahçesi’nde düzenlenen panelin açılış konuşmasını ADD Babaeski Şube Başkanı Hüseyin Taşkın yaptı. ADD Genel Başkanı Emekli Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan ve Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal’ın konuşmacı olarak katıldığı Paneli, ADD GYK Üyesi Vahit Ak yönetti.
Belediye Kent Konseyi ve ADD Babaeski Şubesi’nin ev sahipliğini yaptığı Panele; Babaeski Belediye Başkan Vekili İnşaat Mühendisi Hayri Sezgin, Belediye  Başkan Yardımcısı Fikri Karaca, CHP İlçe Başkanı Av. İrfan Altınel, ADD Genel Başkanı Emekli Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr Ümit Kocasakal, ADD GYK Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz, ADD GYK Üyesi Vahit Ak, ADD GYK Disiplin Kurulu Üyesi Ayhan Öztürk, ADD GYK önceki dönem Üyesi Hakan Dedeoğlu,  İl Genel Meclis Üyesi Alaattin Ergin, ADD Trakya Bölge Sorumlusu Ümit Ülgen, Babaeski Ticaret Oda Başkanı Sebahattin Öner, Babaeski Belediye Meclis üyeleri, Eşref Şahin, Mustafa Bağrıvatan, Sebahattin Nemli, Babaeski Belediyesi Kent Konseyi Başkanı İsmet İlteralp ve Yürütme Kurulu Üyesi Selim Tuna, ADD Trakya ve İstanbul Şube Başkanları ve Üyeleri ve de çok sayıda vatandaş katıldı.
Panelde ilk sözü alan ADD Genel Başkanı Emekli Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan, Hukukun çöktüğünü belirterek, şunları söyledi;
“Anayasa Mahkemesi olmadığında bir hükümetin çıkaracağı hiçbir yasayı iptal edecek bir Mahkeme yok. Onları suç işledikleri için kapatacak, Mahkeme yok. Yüce Divan diye yargılayacak Mahkeme yok. Yüksek Yargıyı seçen meslek içindeki kişiler yerine yeni bir oluşum yapıldı. O yüksek yargı organları da tamamen hükümetin emrine geçeceği için tamamen Mahkemeler dışında yüksek yargıda ellerine geçeceği için Mahkemeye giden hiç kimse hakkını arıyorum dediğinde adalet ile karşılaşamayacak. Kendi hakkınız kendi hayatınız yaşamanız can ve mal güvenliğini hak ve hürriyetinizin varlığı için Anayasaya hayır derseniz bu noktada geri dönüş için bir umut olacak. Aksi halde ortaya çıkabilecek Yasama Yargı ve Yürütmeyi tek elde kullanan bir iktidarın keyfi yönetimi olacak faşist yönetimde ne bahçe toplantıları nede bir toplantı ne de rahat bir konuşma imkânımız olacak. Görevlerinizi unutmayın her komşunuzu, bakkalınızı ve taksi şoförünüze kadar bu konuda herkesi bilgilendirin.”
Tamamen doğaçlama niteliğindeki konuşması bir saat yirmi dakika süren ADD’nin yeni seçilen Genel Başkanı Tansel Çölaşan, ilerleyen yaşına rağmen yüksek performansıyla dikkat çekti. Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar siyasi gelişmeleri sırasıyla anlattı.
27 Mayıs’ın darbe olmadığını Devrim olduğunu söyleyen Çölaşan, 1946’da demokrat partiye sızan irticacılar, laik düzeni tehlikeye sokacak girişimlerde bulundukları için silahlı kuvvetler müdahale etmek durumunda kaldı, Bizim ordumuz, Avrupa ordularıyla kıyaslanamaz, bizim ordumuz kurtuluş savaşı vermiş ve cumhuriyet’i kurmuştur. O bakımdan Laiklik konusunda askerler herkesten fazla duyarlıdır. 27 Mayıs devrimini de ordumuz, laik Cumhuriyet’in tehlikeye girdiği için yapmıştır. Ve özgürlükçü bir anayasaya yapılmıştır. Eğer ordumuzun niyeti cunta olsaydı görevde kalırdı, tekrar demokrasiye dönmeye izin vermezdi.
12 Eylül’ün bir darbe olduğunu da hatırlatan Çölaşan, Kenan Evren’in direktifleriyle imam hatip okullarının sayısı artmış ve sayı kabarık gözükmesin diye de şubeler açılmıştı. Amerika’nın müdahalesiyle İslami çizgideki Özal’ın Vizyon sahibi olarak sunularak işbaşına getirildiğini anlatan Çölaşan, bu Amerikan projesi uzun zamana yayılarak adım adım ılımlı İslam modeli günümüze AKP’yi iktidara taşımak suretiyle uygulanmaktadır” dedi.
Amerika’ya kızmamak gerektiğini, onun kendi halkının refahı için dünyada kendine bağımlı yönetimler oluşturduğunu söyleyen Çölaşan, Atatürk sağ iken neden Amerika’ya bağımlı değildik o zaman Amerika yok muydu? diye sordu.
Milli değerlerimizin birer birer satıldığını da söyleyen Çölaşan; “Bizim Şeker Fabrikalarımız kaliteli şeker üretiyor, şeker fabrikaları özelleştiriliyor, çünkü Amerika’nın mısır nişastasından yapılan kalitesiz şekerini bize satsın diye bize şeker ürettirmiyor” dedi.
Danıştay Başsavcılığı yaptığı sırada ülkemizin satılan milli değerlerini detaylı görme imkânı bulduğunu söyleyen Çölaşan, yerel yönetimlerin de dosyalarının elinden geçtiği için ülkede özelleşen birçok milli değerin satışlarına vakıf olduğunu anlattı. Konuşmasını tamamladığında uzun süre alkışlanan ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan konuşulması gereken çok şey olduğunu ancak zamanın yetersiz olduğunu sözlerine ekledi.
Panelin ikinci konuşmacısı olarak söz alan Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr Ümit Kocasakal’da, konuşmasında şunları söyledi;
“İki senedir Türkiye’yi geziyorum. İç Anadolu bölgesi çok ihmal edilmiş bir bölge. Ne yapılması gerektiğini ortaya koymak lazım, şuan için kandırılmış olan gerçekleri göremeyen o insanlarımıza hitap etmek gerekiyor. Anayasa referandumu halk oylaması değildir. Halka oyundur. Bunu anlatabilmemiz lazım. Bunu taksiciye minibüs şoförüne bakkala yani herkese anlatmak lazım herkesin anlayacağı dilden bunu anlatmamız gerek. Türkiye’de oynanan oyun Yalan Rüzgârı. Genel tabloyu görmek lazım. Bu siyasi iktidar aslında daha önceden düzenlenen bir yolun yolcusudur.” Anayasa maddesi malum iki maddeyi iptal etse bile kalan maddelere referandumda hayır denilmesi gerektiği söyledi. CHP’lilerin iki madde dışında diğer maddelere biz de evet deriz gibi bir yanılgı içinde olduklarını söyleyen Kocasakal, diğer maddelere de iyi incelendiğinde evet denilemeyeceğini ısrarla vurguladı.
Kendisinin CHP Parti Meclisi Üyeliği teklif edildiğini ve kabul etmediğini de söyleyen Kocasakal; “Mahallenin delisi olarak kalmaya razıyım, eğer kabul etseydim bu nasıl olsa CHP’li diyeceklerdi o zaman denetleyemeyecektim şimdi rahatça denetliyorum” dedi. Esprili bir dille, CHP iktidarında Süheyl Batum’un Adalet Bakanı kendisinin de Müsteşar olarak gördüğünü bir toplantıda söyleyerek şakalaştıklarını anlattı.
Özellikle Kanal 7 gibi televizyonlarda açık oturumlara çıktığını hatırlatan Kocasakal, Burada bizbize konuşuyoruz, önemli olan bizden olmayanları aydınlatmaktır.
Açık oturumlarda Aydın diye geçinenlerin Cuntaya Conta dediklerini söyleyen Kocasakal bunlar “GDA” dedi. AKP’nin %47’lik oyu içinde duyarlı insanların olduğunu hatırlatan Kocasakal bu insanlara sert söylemlerle yaklaşılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Panelin sonunda,  Belediye Başkan Vekili İnşaat Mühendisi Hayri Sezgin, Kent Konseyi Başkanı İsmet İlteralp ve ADD Babaeski Şube Başkanı Hüseyin Taşkın, Panele konuşmacı olarak katılan ADD Genel Başkanı Emekli Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’a, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr Ümit Kocasakal’a, ADD GYK Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz’a ve ADD GYK Üyesi Vahit Ak’a, birer plaket takdim ettiler. (ö.b.)