“Çocuklarınıza karne korkusunu yaşatmayın”

“Çocuklarınıza karne korkusunu yaşatmayın”

“Çocuklarınıza karne korkusunu yaşatmayın”

“Çocuklarınıza karne korkusunu yaşatmayın”

“Çocuklarınıza karne korkusunu yaşatmayın”
27 Ocak 2011 - 09:58

Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü Ruh Sağlığı ve Sosyal Hastalıklar Şube Müdürü Psikolog Birkan Buzol, velilere karne uyarısında bulundu.

HABER MERKEZİ

Karne korkusu ve aileye düşen sorumlulukların büyük olduğunu vurgulayan Buzol; “Sert ve baskıcı ailelerin çocukları zayıf karne korkusunu diğer ailelerin çocuklarına göre daha fazla yaşamaktadır. Evden kaçma, intihar gibi istenmeyen davranışlar bu ailelerin çocuklarında daha fazla görülebilmektedir” dedi.
Buzol, yaptığı yazılı açıklamasında yarıyıl tatilin yaklaştığını belirterek; “Okular kapanıyor, öğrenciler bir dönemin meyvesi olarak gördükleri karnelerini alacaklar. Karnelerin alındığı gün çocuklar sevinç, mutluluk, hüzün, kaygı ve bazen de öfke duygusunu birlikte yaşarlar. Karne günü bazı öğrenciler için mutluluk kaynağı olurken bazı öğrenciler için korku kaynağı olabilmektedir. Hatta istenmeyen bazı durumlara da (intihar, evden kaçma v.b.) neden olabilmektedir. Özellikle sert ve baskıcı ailelerin çocukları zayıf karne korkusunu diğer ailelerin çocuklarına göre daha fazla yaşamaktadır. Evden kaçma, intihar gibi istenmeyen davranışlar bu ailelerin çocuklarında daha fazla görülebilmektedir.
Karne aslında çocuğun başarısından ziyade derslerindeki bazı eksikliklerinin olduğunu göstermek için öğrenciye ve veliye verilen bir uyarı belgesidir. Karne sadece ders başarısı göstergesi olarak anlamlandırıldığında çocuğun karnedeki başarısızlığı sanki her alanda başarısızmış gibi algılanabilmektedir. Hâlbuki karne sadece ders başarısının göstergesi değildir. Çocuğun derslere katılımının, arkadaş ve öğretmenleriyle olan ilişkisinin, ilgi alanlarının, sevdiği ve sevmediği derslerin, okula devamlılığının, tutarlılığının da göstergesidir. Bu anlamda çocuklar karne aldıkları zaman sadece notların üzerinde durmak çocuğun diğer özelliklerini görmemizi engeller. Bu nedenle çocukların karneleri değerlendirilirken önce başarıları pekiştirilmeli sonra kötü olan notları konuşulmalıdır. Yapılan konuşma sert, emreden, eleştiren, diğerleriyle karşılaştıran, çalışması için sağlanan imkânların sıklıkla hatırlatıldığı, iyi notların göz ardı edilip kötülerin vurgulandığı, tehdit edici bir içerik taşımamalıdır.
Çocuğun karnesi değerlendirilirken sıklıkla yapılan hatalardan biri de anne babaların, çocukların durumunu ve durumun nedenlerini değerlendirmek yerine birbirlerini suçlamalarıdır. Babalar anneleri evdeki öğretmen, anneler de babaları okul müdürü gibi görebilmekte, baba; anneyi çocuğa dersini öğretemediği, anne de babayı çocuğu yeterince kontrol etmediği için suçlayabilmektedir.
Bu gibi durumlarda,  ilköğretim çocukları kendilerini daha fazla suçlu, depresif, mutsuz, öğrenmeye karşı isteksiz; lise dönemindeki çocuklardaysa daha çok olumsuz davranış tablolarıyla karşılaşabilmektedir.
Söz konusu tepkilerle karşılaşmamak için çocukların önce iyi notlarını ödüllendirerek, onları takdir ederek konuşmaya başlanmalı, daha sonra kötü notların nedenleri araştırılmalı ve bu durumu düzeltmek için neler yapılabileceğine çocukla birlikte karar verilmelidir. Kesinlikle diğer çocuklar ve kardeşlerle kıyaslanmamalı, şiddet uygulanmamalı, sert bir dil kullanılmamalı, tehdit edilmemelidir. Her çocuğun başarı ve yeteneklerinin farklı alanlarda olduğu unutulmamalı, bu sebeplerle çocuğun başarıları pekiştirilmeli, başarısız olduğu alanlar içinse bu alandaki başarısızlığının sebepleri bulunmalı ve nasıl geliştirilebileceği planlanmalıdır.
Çocuklar her sene ve her dönem farklı bilgiler öğrenirler. Bu sebeple de notlarında farklılaşmalar olabilir. Yani çocuk bir önceki yıl ya da dönem daha başarılıyken diğer zamanlarda başarısında düşmeler ya da yükselme gözlenebilir. Bu sebeple çocuğun başarısızlıkları konuşulurken sanki her dönem, her konuda ve her derste başarısızmış gibi davranılmamalı, geçmişteki başarıları örnek gösterilip kötü notları düzeltememe kaygıları azaltılmaya çalışılmalıdır. Öğrenmenin hayat boyu süren bir süreç olduğu düşünüldüğünde karne odaklı düşünme öğrenmenin düzeltilemez bir son gibi algılanmasına yol açabilir. Bu nedenle çocuğun başarılarına karne değil gelecek odaklı bakılmalıdır.
Ailelerin en büyük sorumluluğu hayatı seven, insanları seven, sorumluluk almayı seven, başarının peşinde koşan kendini gerçekleştirme basamaklarını hızla çıkan bir çocuk yetiştirmektir. Bu da onun cebine sadece haçlık koymakla değil ona, onu sevdiğini hem sözle hem de davranışla göstermekle, ona güvenmekle, onunla sağlıklı iletişim kurmakla, onun kapasitesini kabul edip zorlamamakla olur. Onu o olduğu için sevmekle, onu o olduğunu kabul etmekle olur. O sizlerin zihninizde oluşturduğunuz kişi değildir. O bir bireydir o kendisidir. Aileler çocuklarının karne korkusunu yenmelerini sağlamak, istenmeyen bazı davranışların oluşmasını engellemek, şimdiki görünen başarısızlığın ileriki yıllarda başarıya dönüşebilmesi için en önemlisi de ana-baba karnesindeki zayıf notlarını kurtarabilmeleri için çocuklarına karne zamanı şu şekilde yaklaşmalıdırlar;
- Çocuğunuzun karnesiyle ilgili duygularınızı,çocuğunuzun kişiliğini incitmeden net bir şekilde anlatın. Onun başarılı olabilmesi için onun arkasında olduğunuzu ona hissettirin.
- Kesinlikle çocuğunuzu suçlayıp yargılamayın.
- Ona kesinlikle tembel tavuk, geri zekalı gibi isim, lakap takmayın.
- Seni kaportacıya işçi olarak göndereceğim, okuldan alacağım gibi tehditler savurmayın.
- Onu eleştirip, emirler vermeyin.
- Çocuğunuzu arkadaşlarıyla, kardeşleriyle, komşularınızla kıyaslamayın. O herkesten farklı kendine benzeyen bir bireydir unutmayın.
- Çocuğunuzu kesinlikle aşağılamayın hele arkadaşlarının yanında buna hiç kalkışmayın, onun kendine olan güven duygusunu zedelemiş olursunuz.
- Çocuğunuza devamlı cezalandırma, bağırma gibi davranışlarla yaklaşmayın.
- Çocuğun kendi karnesiyle ilgili anlattıklarını dinleyin. Onun düşüncelerine önem verin.
- Her ana-babanın çocuklarıyla ilgili bazı beklentileri vardır. Bunları onunla konuşun.
- Çocuğunuzun karnesi zayıf olabilir. Ona açık bir kapı bırakın, kendini affettirebilmesi için bir yol gösterin.
- Çocuğunuzun ders başarısızlığının giderilebilmesi için beraber çözüm yolları arayın.
- Çocuğunuzun zayıfı var diye ona yaz tatilini zehir etmeyin, dinlenmesine fırsat verin. Ancak eksikliklerini gidermek için onunla beraber uygun bir plan yapın ve bunu uygulayın.
- Çocuğunuza karnesinin iyide olsa kötüde olsa sizin onu seveceğinizi ve onun arkasında olduğunuzu ona hissettirin.” (ue)