Çıkar dünyası

Çıkar dünyası

Çıkar dünyası

Çıkar dünyası

Çıkar dünyası
16 Aralık 2011 - 09:23


Ortak Akıl





Özkan Başaran





Dünya çıkarlar üzerine kurulmuştur. Devletler arası ilişkileri de çıkarlar belirler. İnsanlar arası ilişkileri de çıkarlar belirler.


Bu değişmez bir yaşam kuralıdır. 


Her türlü ilişkinin kökünde mutlaka bir çıkar vardır.


Ahlaklı ve ilkeli çıkar ilişkilerine kimsenin bir diyeceği olamaz. Ana baba, evlatlarından kendisini bakmasını ister. Bu da bir çıkardır. 


Neresi ahlaksız? 


Evlatlar, Ana babasından destek beklerler.


Dostlar hoş sohbet beklerler. Bu da bir manevi çıkardır. Ama bu manevi çıkar, temiz kalplerin birleşmesidir.


Çıkar ilişkilerinin bir de Ahlaksız olan bölümüne bakalım. 


İnsanlar arasındaki çıkarlar kişiye göre değişir


Bazıları maddi çıkarlar peşinde koşarken, bazıları da manevi çıkarlar peşinde koşar.


Ama nereden bakarsanız bakın her beraberliğin içinde karşılıklı çıkarlar bulursunuz.


Bazen tek taraflı kullanmalar. Bazen de, karşılıklı paslaşmalar. 


Her insanın kendine göre zayıf tarafları vardır.


Kimileri para beklentisi ile arkadaşlıklar kurar. Kimileri makam ve mevki beklentisi için birilerine sokulur.


Kimilerinin de gözü, çok daha açtır. 


Bu aç gözlüler hem kariyer beklentisi ve hem de para beklentisi ile çıkar ilişkileri kurar.


Bu anlamda gücü elinde tutanlar kimi nasıl kullanacağını iyi bilirler.


İnsanların zayıf taraflarına göre bu kullanılmalar değişir.


Baktığınızda, çıkar peşinde koşan her insanın bir fiyatı vardır.


 Kimileri kendilerini çok ucuza satarlar. Bunlar basit hesaplar peşinde koşanlardır.


Kimilerinin de fiyatı çok pahalıdır. 


Ama, her çıkarcının kendine göre bir fiyatı vardır. 


Kişi, çıkarları için kendisini satacak olduktan sonra, işin sonu nereye varacağı hiç belli olmaz. 


İşin nereye varacağı kişinin ameline bağlıdır.


Çünkü, bazen insanın gözünü sadece para da doyuramaz. Etiket sahibi de olmak ister. Sosyetik yaşantı özlemlerini de doyurmak ister.


İnsanların ihtiyaçları sınırsızdır. Ama imkanları sınırlıdır. 


Eğer hem para hırsı ve hem de kariyer hırsı insanın gözünü bürürse; bunları elde etmek için acaba nelerini satar?


Güven, insanın en büyük manevi sermayesidir. 


Dik duramayan omurgasız insanlar, sağa sola savrulurlar. 


Önce dostlarını satarlar. Sonra arkadaşlarını satarlar.


Eğer çok daha fazla ihtiraslı iseler, işte o zaman hangi değerlerini peşkeş çekecekleri de pek belli olmaz.


Çünkü kişiliğinizden satmaya bir başladınız mı, işin sonu nereye varır bilinmez.


Satarlar. Satarlar. Satarlar.


Ama, bu tip satılık insanlar, toplum nazarındaki itibarlarını sıfırlamış olurlar.


Aslında kaybedilen güven ve itibarı dünyanın bütün paraları satın alamaz.


Paranızı kaybedersiniz, sonra tekrar kazanabilirsiniz. Çünkü, kazanılmamış daha ne paralar vardır.


Peki, kaybettiğiniz itibarınızı nasıl geri alacaksınız?


Aslında Hayat,  her kim ne yaptıysa, her şeyi önüne acımasızca koyacaktır. 


Çünkü, hiçbir şey gizli kalamaz. Hesabı da ödenir.


Sonuç olarak,  kazanan hep dik duranlar olur.


Kazanan hep dürüstlük olur. 


Kazanan hep temiz yürekler olur.