CHP Sol Parti mi?

CHP Sol Parti mi?

CHP Sol Parti mi?

CHP Sol Parti mi?

CHP Sol Parti mi?
02 Temmuz 2010 - 09:59


 


Sermaye ile emek uzlaşamayan iki olgudur. Sermayenin amacı daha fazla kazanmak üzerine kurgulanmıştır.
Acımasız kapitalizm sürekli ve daha fazla para kazanmaya endeksli politikalarla sömürüyü merkeze alan anlayışıyla küreselleşmiştir.
Sol Siyaset ise; emek eksenli politikalarıyla insanı merkezine alan anlayışlarıyla alternatif olarak vahşi kapitalizmin yaralarını sarmaya çaba göstermiştir.
Günümüze kadar gelen sosyal kazanımlarımızı, Sol Siyaset üretmiş ve eylemli mücadelelerle bedel ödeyerek emekçiler haklar elde etmiştir.
Sendikaların oluşması ve emekçilerin haklarını örgütlü eylem gücüyle koparması Sol Siyaset’in kazanımlarıdır.
Hafta tatilinden tutun da çalışma saatlerinin sınırlandırmasına kadar, sigortalı çalışmaktan tutun da anayasalara yazılan sosyal devlet kavramına kadar olan sosyal kazanımlar, Sol Siyaset’in ürettiği hayati değerlerdir.
İnsanı merkeze alan Sol Siyaset, emeğin değerini anlatmaya çalışmış, gözü doymayan sömürücülere bir nebze de olsa fren olabilmiştir.
Sol Siyaset’in uzun ve bedel ödeyen mücadelesiyle hak edilen sosyal kazanımlar, kanunlaşmış ve değişmez bir sosyal hukuk bütünüyle kalıcılaşmıştır.
Evrensel Sol Siyaset’in kazanımlarından ülkemiz emekçileri, kısmen de olsa faydalanmıştır.
Demokrasisi oturmuş ülkelerde emekçi halkın yer aldığı partiler, Sol ve Sosyal Demokrat partilerdir.
Peki, ülkemizde yaşayan halkımızın emekçileri, yoksulları hangi partilerin çatısı altına toplanmıştır?
Ülkemiz halkının %80’i emekçi ve yoksuldur. Bu kadar büyük bir halk kitlesi bir Sol ve Sosyal Demokrat Parti’yi tek başına iktidara rahatça taşıyamaz mıydı?
Kesinlikle bir Sol ve Sosyal Demokrat Parti ülkemizde seçim kazanabilirdi.
Hiç olmazsa Sol ve Sosyal Demokrat Partiler koalisyon olarak hükümet ederdi.
Ancak ülkemizde Sol Siyaseti merkezine oturtan bir kitle partisi hiçbir zaman olmadı.
Bazı Sosyalist Partiler kuruldu ve siyaset yaptılar ama marjinal kaldılar.
Sahip çıkılmayan ezilen yoksul kitleler, Sağ Siyasete oy verdiler.
Dünyadakinin tersine ülkemizde, yoksullar ve emekçiler Sağ Partilere oy verdiler, sosyete, elit ve seçkinler de CHP’ye oy verdiler.
Eli nasırlı ve paçası çamurlunun olması gereken yer Sol’un yanıdır.
Sosyete ve aristokratların ve elitlerin olması gereken yer de Sağ’ın yanıdır.
Ne gariptir ki, Ülkemizde yoksullar Sağ Partilerin saflarında yer alıyorlar, zenginler de CHP saflarında yer alıyorlar.
CHP sosyete partisi olarak algılanıyor.
Oysa ülkemiz halkının aklı başında ve temiz insanların oluşturduğu gerçek Sol bir siyasete çok ihtiyacı var.
Neden ülkemizde Sol Siyaset halkın oylarını alamıyor?
Sol’un ne demek olduğunu halkımıza anlatmasını ve ikna etmesini mi beceremiyoruz?
Yoksa halkımızda algı sağarlığı mı var?
Yoksa bunca yıldır kendisini Sol’cu diye niteleyen CHP mi halkımızı oyaladı?
Merkezine Cumhuriyet rejiminin bekçiliği misyonunu oturtmuş CHP’nin katı ve tutucu devletçi siyasetiyle, evrensel Sol Siyaset bağdaşabilir mi?
Asla bağdaşamaz?
O zaman CHP, özde değil, sözde Sol bir partidir.
Sol siyaset ile vesayet rejimi kuyrukçuluğu uzlaşabilir mi?
Dün Susurluğa karşı çıkan CHP’nin bugün Ergenekon’a sahip çıkması izah edilebilir mi?
Sosyal Demokrat siyasete ters düşen söylemlerle, rejim elden gidiyor korkusunu pompalamaktan başka ana siyaseti olmayan CHP’ye Solcu Parti denilebilir mi?
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı’ndan sonra yoksulluk ve yolsuzluğu söylemleri arasına alması, CHP’yi “Yeni Sol” siyasetle bezeyecek politikalar üreteceğini söylemesi, umut verici olmakla beraber, “Rejim elden gidiyor” korkusuyla sürekli her şeye karşı çıkmaya alışmış CHP örgütünü ve tabanını istese de gerçek Sol Siyaset’e dönüştürmesini imkânsız gibi.
Kısa zamanda Sol ve Sosyal Demokrat Siyaseti merkezine oturtması imkânsız gibi görünen CHP’nin, önümüzdeki seçimde de emekçi ve yoksul halk kitlelerini AK Parti’ye kaptırması ne yazık ki, kaçılmaz olacak.