ÇEPE/ÇEVRE

ÇEPE/ÇEVRE

ÇEPE/ÇEVRE

ÇEPE/ÇEVRE

ÇEPE/ÇEVRE
24 Haziran 2015 - 07:21

Göbek bağımızı kestirmeyeceğiz










 


Gürcan Kırım











 


 Geçtiğimiz günlerde Trakya Platformu Yönetim Kurulu Toplantısı Babaeski Belediyesi Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Trakya’nın talanına karşı yıllarca gönüllülük ilkesiyle mücadele etmiş pek çok yaşam savunucusunun katıldığı toplantıya Yönetim Kurulu Üyesi Tekirdağ Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı ve NKÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Cemal Polat’ın açıklaması damgasını vurdu. Sn. POLAT; 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Revizyon Plan yetkisini Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, Tekirdağ Büyük Şehir Belediyesine verdiğini, bu amaçla Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ve Gazi üniversitesi ile görüşmeler yapıldığını ifade etti Bu ne anlama geliyordu? 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Revizyon planı ile tüm Trakya’yı Tekirdağ Büyük Şehir Belediyesi vasıtasıyla Gazi Üniversitesi planlayacak! İstanbul’dan sonra şimdi de Ankara mı? Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim… Evet, bende bu soruyu kendime sordum ve en doğru cevabı Tekirdağ Büyük Şehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’tan öğreneceğimi düşünerek kendisinden telefonla bilgi aldım. Kadir bey olayın kısmen doğru olduğunu ancak en doğru ve sağlıklı bilgiyi TBŞ Belediyesi İmar Daire Başkanı Dilşat hanımdan öğrenebileceğimi ve tarafıma istediğim tüm bilgilerin verileceğini söylemesi üzerine Dilşat hanımdan telefonla konu hakkında bilgi aldım. Dilşad hanım Tekirdağ’ın büyük şehir belediyesine dönüşmesiyle birlikte yeni belde ve ilçelerin Tekirdağ büyük şehir belediyesine dahil olduğunu, Tekirdağ’ın nüfus projeksiyonu olmadığını bu yüzden 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni planında Danıştay 6.dairesinin iptal edilen 26 maddesi ile ilgili planlarda bir revizyon çalışmasının zorunluluğunun ihtiyaç olduğunu bu amaçla planlarda revizyon yapılıp/yapılmadığı bakanlığa sorduklarını görüşmeler neticesinde Tekirdağ belediyesinin bu konu için bütçe ayırdığını bakanlığın plan yapma yetkisini Tekirdağ Belediyesine verdiğini ifade etti. Ancak sadece Tekirdağ için 1/100.000’lik planlarda revizyon yapılacağını Kırklareli ve Edirne’nin bundan etkilenmeyeceğini de söyledi. Kendisine söz konusu planları Gazi üniversitesi ile bir protokol imzalanıp imzalanmadığını da sorduğumda, aslen üniversitelerle çalışmak istediklerini bu amaçla dört üniversiteyle görüşüldüğünü bunlardan birinin de Gazi üniversitesi olduğunu ancak henüz bir protokol imzalanmadığını söyledi. Hatırlanacağı üzere; Trakyalı yaşam savunucuları yıllardır İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından hazırlana planlara karşı ‘Trakya İstanbul’un arka bahçesi olmayacak!’ diyerek alanlarda, toplantılarda, mahkemelerde mücadele vermişti ve İstanbul’a göbek bağını kestirmemişti. Gelin hep birlikte konuyu daha iyi anlamak için sürecin başlangıcını ve verilen mücadeleyi Trakya Platformu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman İnciden dinleyelim. ‘Trakya yaşam savunucularının yıllarca verdikleri mücadeleler sonucunda; Trakya Üniversitesi ile Çevre Bakanlığı arasında yapılan protokol ile Üniversite 11.11.1999 da “Ergene Havzası çevre düzeni planı” yapma yetkisini aldı ve planlama süreci başladı.7 Aralık 2002’de plan teslim edildi ve 13.07.2004 de onaylandı. Trakya Bölgesi’nde sürdürülebilir, yaşanabilir bir çevre yaratılmasına, tarımsal, turistik ve tarihsel kimliğinin korunmasına ve Türkiye’nin kalkınma politikası kapsamında sektörel gelişme hedeflerine uygun olarak belirlenen planlama ilkeleri doğrultusunda sağlıklı gelişmeyi ve büyüme hedeflerini sağlamak ve daha önemlisi İstanbul’un Trakya’ya yüklenmesini kontrol etmek ve İstanbul işgalini önlemekti. Çevre Bakanlığı, yaptırırken her etabını ayrı ayrı tasdik ettiği ve sonuçta tümünü onayladığı planda 2 yılda toplam 43 değişiklik yaptı. Bu değişiklikleri yaparken planın yürütücüsü ve müellifine hiç sormadı. Değişiklikler o kadar ilkesiz oldu ki bazıları 2-3 kez değiştirildi. Yani değiştirdiklerini tekrar değiştirdiler. Planın bundan sonraki aşamaları çok farklı yönlerde gelişti ve gelinen nokta: Trakya sularının ve topraklarının kaybı, çarpık kentleşme, yağmalama ve geri dönüşümsüz tahribidir. İşin acı tarafı yıllarca Trakya yaşam savunucularının verdiği mücadeleye karşılık Trakya yerel yönetimlerinde iktidarda olan parti (CHP) iktidar partisi (AKP) planlarını ‘EN KÖTÜ PLAN, PLANSIZLIKTAN İYİDİR ’savsatasıyla onaylayarak Trakya teslim edildi. Yıllardır omuz-omuza çalıştığımız arkadaşlar evet oyu için kalkan elleri ile tarihe geçtiler. Trakya’da içme suyu sıkıntısı başlamıştır. Bazı bölgelerde yer altı suyu seviyeleri tehlikeli sınırlara ulaştı ve kuyu açılması yasaklandı. Karadeniz sahilleri ve Longoz ormanı risk altında. Kimyasal atık ve ağır metaller gıdalar ile soframıza gelmekte.’ Gelinen noktada, Trakya’nın yağmalanmasına karşı iş yine Trakya yaşam savunucularına düşecekti ve gereği elbette ki yapılacaktı, yapıldı da. 01 Haziran 2010 günlü 863 sayılı onayla yapılan değişikliklerin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle T.C. Danıştay Altıncı Daire'de açılan dava sonuçlandı ve 3 Temmuz 2012 tarihinde, söz konusu planın, planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırılığı saptanan 26 maddesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verildi. Her ne kadar tüm plan yerine 26 madde hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmiş olsa da, bu maddeler planın vizyonuna ilişkin önemli maddeler olduğu için revizyon planlarının uygulanabilirliği kalmamıştı. Bakanlık, iptale ilişkin mahkeme kararının, sadece Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na ilişkin mahkeme kararlarına yönelik olup 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na ilişkin ayrıca bir yargı kararı bulunmadığı için 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nın uygulanmasında hukuken ve/veya imar mevzuatı bakımından sakınca bulunmadığı yönünde değerlendirilmekte ve mahkeme kararını uygulamamaktaydı. Bunun üzerine 1/25.000 ölçekli Çevre Düzenleri Planlarına üç ilde de dava açıldı. Tekirdağ ve Edirne’de 1/25.000 ölçekli çevre düzenleri planlarında 1/100.000 planların iptal edilen maddeleriyle ilgili maddeler iptal kararı verilirken, Kırklareli dava süreci devam etmekteydi ve kazanılan davalarla 2004 onaylanan üniversitenin planlarına yakın bir hal alacaktı ve derin olmasa da bir ohhh çekilecekti. Sayın Cemal Polat’ın açıklaması endişelere neden oldu. En azından bende endişe yarattı TBŞ Belediyesi yetkilileriyle yaptığım görüşmede açıkçası beni rahatlatmadı hatta endişelerimi kaygıya çevirdi… Endişeliyiz çünkü TBŞ belediyesi Trakya’nın talanına karşılık yıllardır bir araya gelerek örgütlenen ve bu uğurda bilim kurulu üyeleri, hukukçularıyla, mühendisleriyle gönüllü mücadele veren Trakya platformu ile bir araya gelmemiş, plan yapabilecek bir yapıya sahip olan platformdan görüş dahi almamıştı…


Endişeliyiz çünkü; Her ne kadar sadece Tekirdağ 1/100.000’lik planlarda revizyon yapılacağı ifade edilse de 1/100.000 lik planlar havza bazında yapılır ve Kırklareli ve Edirne illerimizi de kapsar. Kırklareli ve Edirne yetkililerinden de görüş alınmamıştı… Oysaki havza bazında ki yerel yönetimlerimiz ortak politikalar geliştirip ortak davranış ve yatırımlar içine girmeli. Buda endişeli olmamın bir diğer sebebi. Endişeliyim çünkü; Bu kez bakanlık değil, kendi yerel yönetimimiz iptal edilen maddeler için revizyon çalışması yapacak. Umarım ellerine tutuşturulan yetkiyle, kendi topuğuna sıkma yanlışlığına düşülmez.


Evet! Yıllarca süren bir mücadele “Trakya İstanbul’un arka bahçesi olmayacak” diyen Trakya yaşam savunucuları bu kez de “Trakya Ankara’nın arka bahçesi olmayacak” sloganıyla yollara çıkmak zorunda kalmaz. Trakya’nın talanına karşı her koşulda yaşamı savunacağız! Ne Ankara’ya ne de Tekirdağ’a göbek bağımızı kestirmeyeceğiz!