Çağlayan; “Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü kadınların seçme ve seçilme hakkını tanıyarak, kadının toplumdaki yerini belirlemiştir”

Çağlayan; “Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü kadınların seçme ve seçilme hakkını tanıyarak, kadının toplumdaki yerini belirlemiştir”

Çağlayan; “Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü kadınların seçme ve seçilme hakkını tanıyarak, kadının toplumdaki yerini belirlemiştir”

Çağlayan; “Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü kadınların seçme ve seçilme hakkını tanıyarak, kadının toplumdaki yerini belirlemiştir”

Çağlayan; “Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü kadınların seçme ve seçilme hakkını tanıyarak, kadının toplumdaki yerini belirlemiştir”
07 Aralık 2009 - 10:45

Çağlayan; “Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü kadınların seçme ve seçilme hakkını tanıyarak, kadının toplumdaki yerini belirlemiştir” Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan “Kadın Hakları Günü” ve “Kadına Seçme Seçilme Haklarının Tanınmasının Yıldönümü” sebebiyle bir mesaj yayınladı. Çağlayan mesajında kadına verilen seçme ve seçilme haklarının tarihinden bahsederken, günümüzde kadınlara yönelik gerçekleştirilen hak ihlallerine değindi. Çağlayan konuyla ilgili olarak şunları kaydetti: “Türk kadınına 1934 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmış ve en güçlü desteği Atatürk'ten almıştır. Bu bağlamda gelişmiş ülke kadınlarının bile önüne geçmiştir. Italyan kadınları 1948, Japon kadınları 1950, Medeni Kanunlarını aldığımız Isviçre'de kadınlar 1971 yılına kadar haklarını alamazken, çağdaşlığını örnek aldığımız Isveç ve Danimarka'da durum farklı değildir. Cumhuriyet Dönemi ve Kadın Haklarında teokratik bir devlet yapısından, yani kadın haklarının kısıtlı olduğu bir toplum düzeninden, kadın-erkek eşitliğinin kabul edildiği modern Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş, devrimler ile mümkün olabilmiştir. Bu devrimler içinde, kadınların erkekler ile eşit haklar ile toplum içinde yerlerini almaları Atatürk Devrimleri'nin en önde gelenlerinden biridir. Fakat ülkemiz kadınlarının birçoğu hala haklarının farkında değiller. Hak arayışında bulunmamakta, aileden gelen baskıcı tutumun kalıplarını kıramamakta/ kırmamaktalar. Ülkemizde mevcut Eğitim sistemi de bunu ne yazık ki benimsetir nitelikte değil. Kadınlarımız hakları konusunda ısrarcı olmalı, seçme ve seçilme haklarını kendi verecekleri kararlar ile ortaya koyarak toplumda söz sahibi olmak için, erkek baskın düşünce ve yönetim yapısından acilen sıyrılarak bizde varız demelidirler. Ulu Önderimiz; daha 1925 yılında '' Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştamal veya buna benzer bir şeyler asarak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır. Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın" diyerek, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan kadının toplumdaki yerini net olarak belirlemiş, siyasetten ekonomiye, planlamadan uygulamaya ve yönetimin her aşamasında kadınların mutlaka olması gerekliliğini her fırsatta belirtmiştir. Ben de Kırklareli Belediye Başkanı olarak kadının toplumunda sahip olduğu tüm haklarını kullanmasını, baskın otoritelere boyun eğmemelerini,  seçme seçilme hakkıyla siyasi ve toplumsal başarılarını, yönetim kadrolarında mutlaka bulunmalarını ve koşul ne olursa olsun seslerini her platformda duyurmalarını istiyorum. Bu konuda tüm kadınları her koşulda yürekten destekliyor, tüm kadınların Kadın Hakları Günü'nü kutluyorum.”