Çağlak; “Kadına yönelik her türlü şiddete hayır”

Çağlak; “Kadına yönelik her türlü şiddete hayır”

Çağlak; “Kadına yönelik her türlü şiddete hayır”

Çağlak; “Kadına yönelik her türlü şiddete hayır”

Çağlak; “Kadına yönelik her türlü şiddete hayır”
26 Kasım 2014 - 08:21


KESK Kırklareli Sendikalar Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.








HABER MERKEZİ


KESK Kırklareli Sendikalar Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.


Tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de dün kadına şiddet yapılan basın açıklamalarıyla protesto edildi. 25 Kasım 2014 Salı günü saat 12.45’te KESK Kırklareli Sendikalar Platformu tarafından yapılan basın açıklamasını Eğitim Sen Kadın Kolları Sekreteri Çağlak okudu.


Çağlak basın açıklamasında şunları kaydetti; “Biz Kadınlar olarak 25 Kasım'da şiddete karşı sesimizi yükseltiyor. Kadına Yönelik her türlü şiddete, gericiliğe, karşı yine alanlardayız.


Bugün 21.yüzyılda emperyalizm en vahşi yüzünü Ortadoğu halklarına gösteriyor. Savaşın en ağır bedelini ise Kadınlar ödüyor. Öldürme, şiddetin her biçimi ve tecavüz sıradanlaştırılıyor, insanlık onuru ayaklar altına alınarak kadınlar cihatçı çeteler tarafından köle pazarında satışa çıkarılıyor,   sünnet edilmeleri için fetva veriliyor. 


IŞİD'in hunharca saldırdığı Sincar'dan 30 bin ezidi aile zorla göç ettirilirken, kadın ve çocuklar açlık ve susuzluktan bir bir ölüme terk ediliyor. 500 ezidi kadın, sadece 1 haftada IŞİD tarafından esir alınmıştır. Kadınların bu insanlık vahşetinden kaçmanın yolunu kendi yaşamlarına son vermede bulduğu, savaşsız bir dünya umudunun eli kanlı çetelerce yok edildiği bu süreçte, savaşa karşı tüm dünya kadınlarını sesini yükseltmeye ve Ortadoğu’daki kadınlar için mücadele ve dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.


Ortadoğu'ya yönelik bu kanlı emperyalist politikaların taşeronluğunu üstlenen, ülkemize gerici çeteler eliyle etnik ve mezhepsel çatışmayı taşıyan AKP ise işbirlikçisi olduğu savaşın Kadınlara yönelik kıyımını destekler nitelikte ülke içinde de kadını hedef alan, aşağılayan ve dini referanslarla eşitsizliği kutsayan sistematik söylemlere devam ediyor. Kadınlara güvenli yürüyemeyecekleri, özgürce gülemeyecekleri sokaklar inşa etmeye çalışıyor. AKP döneminde artan kadın cinayetleri sayısı, Ortadoğu'daki ortaçağ karanlığını aratmayacak boyutlara ulaşıyor.   Kadınlara sömürüden ve ölümden başka bir yaşam sunmayan AKP iktidarı, emeğimiz ve bedenimiz üzerinde söz ve karar yetkisini de kendinde görüyor. Kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor; ülkemiz günde en az beş kadının öldüğü bir cehenneme dönüştürülüyor. AKP'nin aileyi koruma politikaları diye yaşama geçirdiği uygulamalar kadın katliamlarına dönüşüyor. Eşit ve özgür bir ülkede yaşayabilmek için, emeğimizden, bedenimizden, kimliğimizden elini çekmeyen AKP iktidarına karşı, eşit ve özgür yarınlar için mücadelemizi Haziran'ın izinde büyütüyoruz!


Biz Kadınlar olarak;


Yırca da doğa talanına karşı bedenlerini siper eden köylü kadınlar için, Yalvaç'ta katledilen mevsimlik kadın tarım işçileri için, Çocuk gelinler ve çocuk işçi kadınlar için, Adlarını sayamayacağımız kadar isimsiz 'töre, koca, erkek devlet' şiddeti ile yaşamları ellerinden alınan, taciz ve tecavüze uğrayan kadınlar için, Evde bakım işçiliğine mahkûm edilen, güvencesiz kadınlar için, Ermenek'te madenin ağzında ağlaşan kadınlar için, 25 Kasım'da şiddete karşı sesimizi yükseltiyor. Kadına Yönelik her türlü Şiddete, Gericiliğe,kadına yapılan saldırılara hayır diyoruz.


iş ve isyanımızı sokaklara taşıyoruz. Üzüntümüzü değil, 'öfkemizi ve isyanımızı' sokaklara taşıyoruz. Ortadoğu'da savaş ve çatışmaların artarak devam ettiği, pek çok bakımdan oldukça önemli bir süreçteyiz. Kimlik, aidiyet ya da inanç temelinde halklara karşı yürütülen savaşların ve saldırıların neden olduğu yıkımlara tanık oluyoruz; tüm bu yıkımların daha ciddi ve etkileri uzun süre kalacak olan hasarlara yol açmasından büyük bir endişe duyuyoruz. Biliyoruz ki savaş ve çatışma koşullan; kadının tüm yaşantısını kuşatan şiddetin; cinayetlerin, taciz ve tecavüzlerin meşru bir biçimde ortada kol gezmesini sağlar. Şiddeti sistematikleştirir. Kadınlar hem çatışma bölgelerinde hem çatışmalardan kaçarak sığındıkları ülkelerde erkek şiddetinin çeşitli biçimlerine daha açık hale gelir. Bunun yanında savaşa ayrılan bütçenin artması, kamu hizmetleri ve diğer bütçelerde kesintilere yol açar. Bu süreçte, daha önceki yıllarda olduğu gibi önemli kararlar alındığına ve ilgili politikalar yapıldığına iddiasını daha baştan geçersiz kılan pratik ve söylemlere tanık oluyoruz. Kadın cinayetleri, kadın intiharları, taciz ve tecavüz olayları ve yargının kadına yönelik şiddet davalarında aldığı erkekten yana tutum; kadını korumaya ve kadına yönelik şiddeti engellemeye yönelik olarak yapıldığı iddia edilen kanunsal düzenlemelere rağmen devam ediyor. Kadının istihdamını artırmak adına dayatılan esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılmasına yönelik düzenlemelerle yapılmaya çalışıldığı gibi, emek alanında kadın-erkek eşitliğini sağlamak adına yapıldığı iddia edilen kimi düzenlemelerle, kadınların iş güvenceleri ellerinden alınmaya çalışılıyor. Birçok kadın nitelikli istihdam olanağı yaratılmadığı ve bu konuda ciddi önlem ve tedbirler alınmadığı için, güvencesiz koşullarda, düşük ücretle ve kayıt dışı çalışıyor. İş güvenliğini sağlamaya ve çalışma koşullarını insana yaraşır hale getirmek üzere ilgili önlemlerin alınmaması emekçi kadınların hayatını tehdit etmeyi sürdürüyor. Tüm bunların yanında kadının var olabilme koşulunu "aile" ve "anne" kavramlarına dayandıran erkek devlet aklının "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı" kadın için ve kadına dair politikalarını kadın değil de "aile"ye öncelik atfederek belirlemeye devam ediyor.


Böyle bir atmosferde, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü"nde kadın örgütlülüğünün, mücadelesinin önemini vurgulamak, barış şiarımızı yükseltmek için yine alanlardayız.


Kadınların eşit ve özgür bir şekilde bir arada yaşamaları için verdiği mücadeleyi selamlıyor, zalimane baskılara ve erkek şiddetine maruz kalanlarla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek ve onların seslerini de duyurmak için SAVAŞA ve KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI SUSMUYOR, İSYAN EDİYORUZ...


KESK’li kadınlar olarak, barış talebimizle nitelikli kadın istihdamının artması ve güvencesiz emeğe son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.” (Kadir Sinici)