“Bu millet aslında 8 yıl önce hapı yuttu, 12 Eylül’de bu hapı yutmayacak”

“Bu millet aslında 8 yıl önce hapı yuttu, 12 Eylül’de bu hapı yutmayacak”

“Bu millet aslında 8 yıl önce hapı yuttu, 12 Eylül’de bu hapı yutmayacak”

“Bu millet aslında 8 yıl önce hapı yuttu, 12 Eylül’de bu hapı yutmayacak”

“Bu millet aslında 8 yıl önce hapı yuttu, 12 Eylül’de bu hapı yutmayacak”
22 Temmuz 2010 - 09:25

Babaeski İlçesi’nde, basın mensupları ile kahvaltılı bir sohbet toplantısı düzenleyen 22. Dönem Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Mehmet Siyam Kesimoğlu; “Referandum sadece basit bir Anayasa değişikliği değil, AKP burada timsah gözyaşları döküyor” dedi.


HABER MERKEZİ

Tansa Kır Lokantası’nda düzenlenen sohbet toplantısına eşi Sibel Kesimoğlu ile birlikte spor bir kıyafet ile katılan Kesimoğlu,  basın mensuplarına çok önemli açıklamalarda bulundu.
 “Değerli basın mensupları, epey bir dönemden bu yana Kırklareli’nin İlçelerini çeşitli yerleşim yerlerini geziyorum. Gerek şahsıma ve gerekse Partime gösterilen büyük ilgiden dolayı çok memnunum, vatandaşlarımızla oturup sohbet ediyoruz. Herkesin gündeminde iş var, aş var, 12 Eylül’de yapılacak olan referandum ile ilgili değerlendirmeler var, birçok vatandaşımız referandum ile ilgili olarak AKP’nin ne yapmak istediğini çok iyi biliyor. Neyi hedeflediğini çok iyi anlıyor ve 12 Eylül gününü bekliyor. Benim tespitim yüksek bir oranda “Hayır” çıkacağı doğrultusundadır. AKP’nin iyi niyetli olmadığı ortadadır, hedefleri kendilerine göre bir yargı sistemi kurmaktır. Yıllardan beri dokunulmazlıkların kaldırılmasını istedik, onlar bunu yapmadıkları gibi etraflarında ki koruma kalkanını şimdi daha da genişletmek iddiasındalar. Yarın dokunulmazlıkları bittiğinde başta Recep Bey olmak üzere birçoğu Yüce Divanda yargılanacak. Bugünden onun tedbirini almaya çalışıyorlar ama başarılı olamayacaklar.  22’nci dönemde milletvekilliği yaptım, şimdi de siyasete devam ediyorum. Örgütümün hizmetinde olduğumu da her fırsatta söylüyorum. Örgütümün bana vereceği görevler doğrultusunda katkı vermeye hazırım. Yıllardır tatil yapmadım ne zaman fırsat bulsam seçim bölgemde oldum. Köy, Belde, Şehir demeden, genç, yaşlı ayırmadan, çiftçimiz ile işçimiz ile esnafımız ile kısaca; toplumun yaşayan tüm kesimleri ile iç içe oldum. Memur ailesinin çocuğuyum. Halkın içinde, halkla birlikte, halk için çalıştım. Gittiğim her yerde sevgi, saygı gördüm, kabul gördüm, büyük adam olmayı değil, adam olmayı tercih ettim. Evinde, dükkânında, hatta tarlasında düşüncelerimi paylaştım, sorunları tartıştım. Paylaşmak çözümün yarısıdır, diyerek paylaştım. Muhalefette siyaset yapmak gerçekten zor, bütün kurallar muhalefet için, bütün istisnalar da iktidar için. Yılmadım, bıkmadım, yorulmadım, empati yaptım. Talepte bulunanın yerine kendimi koydum. Ama inanıyorum ki; çözüm getireceğimiz günler de gelecek. Toplumumuzun tüm fertleri çağdaş, refah bir ülkede yaşamayı hak ediyor. Onun için referandumu çok iyi anlatmalıyız, yılmadan usanmadan onların anlayacağı dilden, somut örnekler vererek ifade etmeliyiz.
 Referandum sadece basit bir Anayasa değişikliği değil, AKP burada timsah gözyaşları döküyor. Biz 2002 yılından bu yana söylüyoruz. Askeri Anayasaya elbette ki karşıyız, Sivil Anayasa istiyoruz.
Bakın arkadaşlar 8 yıl bitti. Yani bu millet hapı 8 yıl önce yuttu. 3 Kasım 2002 de ülkenin bütün sorunlarını çözeceğini vaad eden AKP iktidarı 8 yılın sonunda vatandaşı bir kuru ekmek parçasına muhtaç hale getirdi. İşsizlik, aşsızlık, yoksulluk her geçen gün arttı. Bu nedendendir ki AKP’den artık kurtulmak istiyor. 
Bu referandumu bir anlamda hükümete güvensizlik olarak algılamak lazım, o yüzden “Hayır” oyları yüksek çıkmalı. Bu referandum sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin önemsediği Cumhuriyet Halk Partisine oy vermiş destek vermiş insanların oy vereceği bir referandum değil. AKP’den kurtulmak isteyen herkesin AKP’ye karşı kendini bu ülkeye karşı sorumlu hisseden herkesin siyasi görüşünü bir kenara bırakarak, hayır oyu vermesi gereken bir referandumdur. Ardından Genel Seçim sandığı vatandaşın önüne konduğunda da “Güle Güle Recep Bey” denebilecek süreci başlatacak bir referandumdur.
Bende bu ülkeye sevdalı bir insan olarak, bir yurt sever olarak, bugüne kadar siyasi görevler elde etmiş, gelecek kuşaklara kendini sorumlu hisseden bir insan olarak katkı vermek için çabalıyorum. Tecrübemi birikimimi düşüncelerimi paylaşarak referanduma karşı duyarlı olmaya ve “Hayır” oyu vermeye halkımızı davet ediyorum.
Pehlivanköy İlçesinde soruyor vatandaş; Ergenede ki kirliliği çözecek mi bu referandum? 2002 Yılında seçildiğimizde Ergene nehrinde ki kirlilikle ilgili komisyonda 4 ay görev yaptım. Çok ciddi çalışmalar yaptık. Komisyon raporunun Hükümet programına kona bilmesi için Başbakandan randevu talep ettik. Vekilliğim bitti, raporu Başbakana sunamadık. İşte Başbakan’ın bölgemize bakış açısı bu.
İşte bu ortamda devlet kurmuş CHP’ne ihtiyaç her zamankinden daha çok. Beklemeye tahammülü olmayan Türkiye’nin CHP iktidarına ihtiyacı var. CHP’nin de herkese ihtiyacı var. Kardeşlik, dostluk, barış, hoşgörü, dayanışma anlayışıyla hepimiz kol kola girmeliyiz, önce partiye sonra ise Türkiye’ye sahip çıkmalıyız. Gün Türkiye’ye sahip çıkma günü.”  (ö.b.)