“Bizde Türkiye’de kiliselerin çan kuleleri kaldırılsın diye bir referandum yapalım mı?”

“Bizde Türkiye’de kiliselerin çan kuleleri kaldırılsın diye bir referandum yapalım mı?”

“Bizde Türkiye’de kiliselerin çan kuleleri kaldırılsın diye bir referandum yapalım mı?”

“Bizde Türkiye’de kiliselerin çan kuleleri kaldırılsın diye bir referandum yapalım mı?”

“Bizde Türkiye’de kiliselerin çan kuleleri kaldırılsın diye bir referandum yapalım mı?”
05 Aralık 2009 - 10:32

“Bizde Türkiye’de kiliselerin çan kuleleri kaldırılsın diye bir referandum yapalım mı?” Türkiye’nin son günlerdeki gündem maddelerinden biri olan ve tüm Dünya’da tepkilerle karşılanan Isviçre’deki minare yasağı sebebiyle, Kamu-Sen adına bir basın açıklaması yapan Il Temsilcisi Mehmet Kızılay şunları kaydetti: “Isviçre’de yaşayan Müslüman topluluğun ibadet etme ve inancını yaşamak üzere cami inşası ve cami mimarisi ile ilgili minare yapımı hakkının bir referanduma tabi tutulması ve bunun minare yasağı ile sonuçlanması, Avrupa’nın insan hakları ve din vicdan özgürlüğü alanındaki gerçek yüzünü ortaya koymuştur. Bu tavır bir insanlık ayıbı ve kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Bu tavırla, her şeyden önce kültürler ve inançlar arası ilişkilere ciddi bir darbe vurulmuştur. Bu durum, minare üzerinden Islam’a ve Müslümanlara karşı açık bir tahammülsüzlük göstergesi olarak hafızalarda yerini alacaktır. Minareler insanları yaratan ve yaşatan Allah-u Teala’nın birliğini ifade eden estetik görüntülerdir. Bundan başka da bir mana taşımaz. Minareler üzerinden dini değerlerin sorgulanması ve tartışılmasının, sözde hak ve özgürlüklerin temsil edildiği bütün cihana örnek gösterilen Avrupa’da yaşanmış olması manidardır. Minare üzerinden dini değerlerin tartışma konusu yapılması ve Islam’ın bir kez daha şiddetle özdeşleştirilmesi bütün Müslümanları derinden yaralamıştır. Çoğunlukların, kendisi dışındaki toplulukları dikkate almaması onların değerlerini küçümsemesi ve çifte standart taşıyan aldatıcı, yapay bir özgürlüktür. Insanlık tarihi, dini özgürlükler alanında önemli mesafe kat etmiş ve toplumsal barış ve huzuru sağlamanın ancak temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmekle mümkün olacağı yönünde ortak bir akıl oluşturmuştur. Insan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 18- Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir. Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi Madde 9 1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir.  Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle   dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. 2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, ancak kamu güvenliğinin, kamu düzenin, genel sağlığın veya ahlakın, ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirlerle ve yasayla sınırlanabilir. Avrupa Insan Hakları Beyannamesi ve Insan Hakları Sözleşmesi’nde bu hükümler bulunmasına rağmen bir ayrımcılık yapılmıştır.  Müslüman toplulukların onurları incitilmiş, din ve vicdan özgürlükleri engellenmiştir.  Şimdi kamuoyuna soruyoruz; Biz de ‘Türkiye’de kiliselerin çan kulesi kaldırılsın’ diye bir referandum yapalım mı? Isviçre ve Avrupa şunu iyi bilsin, biz onların seviyesine düşmeyeceğiz. Yaratılanı yaratandan dolayı sevmeye ve saygı göstermeye dün olduğu gibi bugün de devam edeceğiz. Türkiye’ye her vesileyle insan hakları dersi vermeye yeltenen, 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak gören, Ermeni yalanlarına sahip çıkarak şerefli tarihimizi karalamaya yeltenen Isviçre, din ve kültür farklılıklarını bir kırılma ve çatışma hattına dönüştüren bu yaklaşımıyla insanlık onurunu çiğnemiştir. Dün Bosna’da Müslüman olmaktan başka suçu olmayan Boşnaklara işlenen vahşete seyirci kalan sözde medeni Avrupa’nın Türk ve Islam düşmanlığı tavırlarını ibret ve dikkatle izliyoruz. Isviçre’nin bu iki yüzlü tavrını ve ayıbını şiddetle kınıyoruz. Bu ayıbından dönmeye davet ediyoruz.”