Bayrak; “Kadın ve Erkek eşittir”

Bayrak; “Kadın ve Erkek eşittir”

Bayrak; “Kadın ve Erkek eşittir”

Bayrak; “Kadın ve Erkek eşittir”

Bayrak; “Kadın ve Erkek eşittir”
07 Ekim 2013 - 09:29

Kırklareli İl Müftülüğü tarafından“Camiler ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle 04 Ekim 2013 Cuma günü saat 19.30’da Kırklareli Merkez İl Halk Eğitim .......




HABER MERKEZİ


Kırklareli İl Müftülüğü tarafından“Camiler ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle 04 Ekim 2013 Cuma günü saat 19.30’da Kırklareli Merkez İl Halk Eğitim Müdürlüğü’nde “Toplumsal Hayata Katkıları Açısından Camiler konulu panel düzenlendi.


Panele konuşmacı olarak Doç Dr. Selahattin Yıldırım katılım gösterdi. İlk olarak Kuran-ı Kerim Tilaveti yapıldı. Camiler ve Din Görevlileri Haftası ile ilgili sinevizyon gösterisi ilgiyle izlendi. Yapılan panele Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, Vali Yardımcıları Günay Öztürk, İsmail Gültekin, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ziya Eser, AK Parti İl Başkanı A.Zeki Kılavuz ve çok sayıda kişi katılım gösterdi.  


Kırklareli İl Müftüsü İsmail Bayrak yaptığı konuşmada şunları kaydetti:


“İslâm’ın kadın konulu öğretileri ile tarihte ve günümüz toplumlarında egemen olan düşünce, telakki ve uygulamalar arasında derin farklar bulunmaktadır. Ne yazık ki tarih içinde Müslümanlar kadın konusunda bizzat Kur’an-ı Kerim’in ve Hz. Peygamberin çizdiği çerçeveyi dahi yakalayamamıştır. Kadim din ve kültürlerin Müslüman toplumlara tesiri, yerleşik kültür ve geleneklerin dine baskın çıkması ve din anlayışımızı etkilemiştir. Bugünün Müslümanlarının kadın ve cami arasındaki ilişkiyi düşünme biçimleri, hakiki bir mümin şuurundan çok geleneklere dayanmaktadır. Dinin ve dini metinlerin yanlış anlaşılması ve yanlış yorumlanması söz konusudur. Modernite zihnimize nüfuz etmiştir. Müslümanlar, modern zamanlarda kadının toplumsallaşması ile ilgili müspet-menfi hemen her şeyi kabullenmiş gibi gözükmektedirler. Ancak kadının cami ile ilişkisi noktasında tam bir kabul oluşmamıştır. Bugün hayatın hemen her alanında var olan kadını Allah’ın mescitlerinden alıkoymak büyük bir çelişkidir. Bu seneki Camiler Haftasının temasını “Cami, Kadın ve Aile” olarak seçmekle bütün bu yanlış algıları, yanlış anlayışları, yanlış uygulamaları ve aksamaları sorgulamayı hedeflemekteyiz. Resul-i Ekrem Efendimizin önce Mekke'de, sonra Medine'de kurmuş olduğu toplumun en temel ilkesi kişinin herhangi bir ayrım olmaksızın Allah karşısında eşit olmasıdır. Allah, Âdem ve Havva'yı birbirine eş olarak, topraktan yaratmıştır. Her ikisini de yeryüzünü birlikte imar etsinler diye var etmiştir. Her ikisine de halifelik görevi vermiştir. Bu yaratış insanı cinsiyet ayrımı olmaksızın Allah karşısında ve dünyaya gönderiliş amacında eşit kılmıştır. Kadın ve erkek Allah karşısında kul olarak eşittir. Ne yazık ki insanlık tarihi kısa bir sürede kendi içinde bir ayrıma gitmiş ve kadın-erkek arasındaki biyolojik farklılıkları bir üstünlük meselesine dönüştürmüştür. Bu üstünlük iddiası o kadar ileriye varmıştır ki, medeniyetin beşiği denilen topraklarda bile kadınların haklarına tecavüz edilmiş, onlar daha aşağı varlıklar olarak algılanmışlardır. İslâm kültür ve medeniyeti tarihinde camiler halkın toplandığı, etrafında şehirlerin kurulduğu, toplulukların buluştuğu mekânlar olagelmiştir. Camiler her zaman hayatın merkezi bir parçası olmuştur. Camiler, etrafında hareketin düzenlendiği dingin eksen merkezi olabilmeyi her zaman başarmıştır. Hiçbir zaman camileri sadece bir mimari, yalnızca bir hendese olarak algılayamayız. Camiler, içerisinde sadece ibadetimizi yaptığımız, sonra da ruhumuzu gündelik hayatın meşgalesine terk ettiğimiz mekânlar değildir. Camiler bizimle canlıdır. Camiler, gölgesinde büyüdüğümüz, dertlenince sığındığımız, bizi Yaratan ve Yaşatan Rabbimize misafir olduğumuz, sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi paylaştığımız, hatimler indirdiğimiz, bayramlar kutladığımız, yaşadıkça kuvvet bulduğumuz ve öldüğümüzde de taşına uzandığımız ulvî mekânlardır. Camiler, ömrümüz akıp giderken arada bir hayatın dışına çıkmak için uğradığımız binalar değildir. Camiler hayatımızın parçasıdır. Dönüp dolaşıp geldiğimiz yerlerdir. Mihenk taşımızdır. Biz camiler etrafında şekilleniriz. Biz camilerde hayat buluruz. Böyle bir hayat merkezinden kadınları, çocukları, gençleri mahrum bırakamayız” dedi. (Serkan Koçtürk)