BASK Alpullu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine karşı

BASK Alpullu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine karşı

BASK Alpullu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine karşı

BASK Alpullu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine karşı

BASK Alpullu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine karşı
15 Aralık 2009 - 10:29

BASK Alpullu Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesine karşı Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu(BASK) yeni bürosunda hizmet vermeye başladı. Demirtaş Mahallesi, Karaumur Caddesi, Coştur Iş Merkezi, Kat:2, No:211 adresinde 11 sendikaya ev sahipliği yapacak olan konfederasyon, yeni yerindeki ilk basın açıklamasını 12 Aralık Cumartesi günü saat 14:30’da yaptı. BASK kapsamında yer alan Bağımsız Tarım Orman Ve Çevre Sendikası(BATOÇ- SEN) Genel Teşkilat Sekreteri Göksal Çidem tarafından; “sağlıklı toplum için bağımsız tarım” konulu açıklamada GDO’lu ürünlerden, önümüzdeki dönemde özelleştirilmesi düşünülen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin en eski fabrikalarından olan Alpullu Şeker Fabrikası’na kadar bir çok konuya değinildi. Çidem’in yaptığı basın açıklamasında şu ibareler yer aldı; “Danıştay 26 Ekim 2009 tarihli Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin Ithalatı, Işlenmesi, Ihracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik'in 11’inci ve 20’inci maddelerinin yürütmesini durdurmuştur. Özellikle 20’inci maddenin yürürlük maddesi olması nedeniyle, böylelikle, nihai karar verilene kadar tüm yönetmeliğin yürürlüğü durdurulmuş yanlışa dur denilmiştir. Defalarca yazdık, haykırdık. Ulusal Biyogüvenlik yasası çıkmadan, köy çeşitliliği dediğimiz, ülkemize ait tohumlar geçmişten günümüze gelen gen kaynaklarımız koruma altına alınmalıdır. “Sağlığımız ve yarınlarımız tehdit altında iken şeker           fabrikalarının satılmasına hayır diyoruz” Halk sağlığı her şeyden öncedir. Anayasamızın 56. maddesinde derki "MADDE 56. -Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir" Anayasamızda da belirtildiği üzere geleceğimizin ve gelecek nesillerin sağlığı ve ülke ekonomisi için gen kaynaklarımız korunmalıdır. Sağlıklı Toplumlar , ancak bağımsız tarımla olur. Uygulanan yanlış politikalar neticesinde ülke tarımı zor günler yaşamaktadır. Bunun son örneği Şeker Fabrikalarının satılmasının gündeme alınmasıdır. Ulusal medya yaratılan suni gündemleri tartışırken, ŞEKER- IŞ Sendikası’nın haykırışına adeta kulak tıkamaktadırlar. Şeker fabrikaları bu ülkenin milli varlıkladır. Kapanması halinde bölgesel kalkınma sekteye uğrayacak. Şekerde dışa bağımlı hale geleceğiz. Konuya sadece şeker olarak bakılmamalı. Kapanması durumun da hayvancılığımızda zor günler yaşayacaktır. Şekerin yan ürünleri olan küspe melaz yem fabrikalarının ana maddeleridir. Özelleştirme neticesinde pancara dayalı şeker üretiminden vazgeçilmesiyle GDO’lu nişasta bazlı şeker ve tatlandırıcıların yaygınlaşması halk sağlığını tehdit edecek. Zaten şu anda bile 800’e yakın çeşitte GDO mevcuttur. GDO’lu ürünlerden elde edilen rafine şekerin tüm çeşitleri çocuklarda diş çürümesi, obezite (aşırı şişmanlık), diyabet gibi ciddi rahatsızlıklara, beyin ve sindirim fonksiyonlarında aksamalara neden olduğu uzmanlar tarafından tespit edilmiştir. Sağlığımız ve yarınlarımız tehdit altında iken şeker fabrikalarının satılmasına hayır diyoruz. BATOÇ- SEN olarak ŞEKER- IŞ Sendikası’nın haykırışını haklı buluyor ve destekliyoruz. Yanlış tarım politikaları sonucunda hem sağlığımız hem tarımımız hem hayvancılığımız hem de geleceğimiz yok oluyor. Halkın sağlığını hiçe sayarak bu ürünleri sofralarımıza kadar getirilmesine vesile olanlara sesleniyoruz, gelecek nesillerimiz ve geleceğimiz, bize GDO’lu ürün satanlarınkinden daha değerlidir.” Bağımsız Büro- Sen kamu görevlilerinin sorunlarına dikkat çekti Göksal Çidem’in açıklamasının ardından Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu bünyesinde yer alan Bağımsız Büro- Sen Kırklareli Il Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada kamu görevlilerinin giderek artan sorunlarına dikkat çekildi. Bağımsız Büro- Sen Kırklareli Il Temsilcisi Cengiz Güven Kısa tarafından yapılan basın açıklamasında şunlar kaydedildi; “BASK (Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu) olarak her geçen gün yeni katılımlarla büyümeye devam ediyoruz. Hiçbir siyasi ve ideolojik yapılanmanın içerisinde bulunmadan. Siyasi ve ideolojik odaklardan destek ve icazet almadan, emek için mücadele ediyoruz. BASK Kamu görevlilerinin giderek artan, giderek daha ağırlaşan sorunları karşısında sesiz kalmamıştır. Meşru ve haklı taleplerini her platformda dile getirmiş, takipçisi olarak bu mücadeleyi sürdürmektedir. Bizim Sendikacılık anlayışımız; Kamu çalışanlarının, siyasi partilerin vesayetini ve boyunduruğa karşı çıkan, piyon ve payanda olmayan, gücünü çalışanlardan alan bağımsız bir sendikacılık. Emeği ve alın terini en yüce değer kabul eden, üyelerini arkasında değil yanında gören ve onlarla birlikte yürüyen hak sendikacılığı. Sosyal adaleti ve hakça bölüşümü refah toplum olmanın ön şartı sayan ve bunun için mücadele eden toplumsal sendikacılık. Anayasada ifadesi bulunan Cumhuriyetin temel niteliklerine ve Devletimizin bölünmez bütünlüğüne bağlı ulusal sendikacılık. Arka bahçe, yan kuruluş olmayı kabul etmeyen, örgütlü gücünü toplu pazarlık masasında üyelerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için kullanan ilkeli bir sendikacılık. Kimden gelirse ve kime yönelik olursa olsun terörü insanlık suçu sayan barışçı bir sendikacılık. Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile yaşama geçirilmesi için var gücü ile çalışan, ülkenin her karış toprağında hukukun üstünlüğünü hakim kılacak meşru bir sendikacılıktır. Ilimizde birkaç yıl önce bir kişi ile başlayan Bağımsız Sendikal oluşum bugün artık il ve ilçe temsilciliklerimizin de oluşmasıyla yüzlerce sayıya ulaşmış her geçen günde artmaktadır. Peki BASK neden büyüyor? Nedeni çok açık ve net. Sadece Emek için mücadele ediyoruz. Haklı ve meşru yaleplerimiz için yargıya gittik. Haklarımızı aldığımız davaların yanı sıra devam eden davalarımız var. Bizler mevcut sendikaların haklarımızı koruyamadığı, geliştiremediği ve hatta kazanılmış haklarımızın kaybolmasına kayıtsız kaldıkları için BASK çatısı altında toplandık. Yüzde 2’lik zamlara evet diyen, sendika aidatlarını devletin ödemesine taraf olanların sendikacılık adına yaptıklarını tasvip etmediğimiz için BASK çatısı altında mücadele etmek için buradayız. Bizler BASK olarak kurum çalışanlarının yaşadıklarım bire bir yaşayan ve yaşamakta olan Sendika temsilcileriyiz. Sendikamızı hak arama mücadelesini siyasi ve ideolojik odaklara payanda yapmadan sürdürmekteyiz. Geçmişte yapılan yanlışlardan ve eksikliklerden ders alınarak oluşturulan bu yapıya karşı. Kamu çalışanlarının gösterdiği yakın ilgiye teşekkür ediyor, tüm kamu görevlilerini temelinde bağımsızlık olan ilkelerimiz çerçevesinde birlikte olmaya davet ediyoruz.” denildi.