Bakan Yıldırım Kırklareli Üniversitesi’nden Fahri Doktora unvanı aldı

Bakan Yıldırım Kırklareli Üniversitesi’nden Fahri Doktora unvanı aldı

Bakan Yıldırım Kırklareli Üniversitesi’nden Fahri Doktora unvanı aldı

Bakan Yıldırım Kırklareli Üniversitesi’nden Fahri Doktora unvanı aldı

Bakan Yıldırım Kırklareli Üniversitesi’nden Fahri Doktora unvanı aldı
03 Ekim 2011 - 01:04

Kırklareli Üniversitesi 2011-2012 Akademik Yılı Açılış Töreni için dün Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Yusuf Ziya Özcan Kırklareli’ne geldi.













2011-2012 Akademik Yılı açılış töreni için Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü Kültür Merkezi Salonu’nda yapılan törende Bakan Yıldırım’a fahri doktora unvanı verildi.


Açılış töreni, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başladı. 


Kırklareli Üniversitesi tanıtım sunumunun ardından Rektör Prof. Dr. Mustafa Aykaç, 2007 yılında kurulan Kırklareli Üniversitesi’nin 2011 yılında 14 bin 400 öğrenci sayısına ulaştığını ve 6 fakülte, 2 yüksekokul, 2 enstitü ve 7 meslek yüksek okulu ile hizmet verdiğini söyledi.


Kırklareli Üniversitesi’ni parlayan bir yıldız haline getirmek hedeflerinde olduklarını vurgulayan Aykaç, her yıl yeni akademik yılının heyecanlarını yaşadıklarını söyledi.


Aykaç; “Kırklareli Üniversitesi, göreve başladığım 3. yılı itibariyle birçok alanda hızlı bir sağlam bir gelişme, sağlam bir temel oluşturma gayesi ile gece gündüz demeden büyük bir heyecanla, akademik ve idari personelimizin özverileri ile hızla gelişmektedir.


Biz her eğitim-öğretim yılında yeni bir mutluluğu ve sevinci birlikte paylaşıyoruz. 


* “3 yılda 14 bin 400 öğrenciye ulaştık”


Üniversitemiz ve ilimizle birlikte hareket etmek ve elele vermek suretiyle hem ilimizi, hem üniversitemizi, ülkemizin ve bölgemizin bir yıldızı haline getirme konusunda birlikte gayret edeceğiz ve üniversitemizin heyecanını her yıl birlikte yaşayacağız. Buna olan inancımız sonsuzdur ve bu konuda biz azimle çalışma kararlılığımızı bir kez daha burada tekrarlamak istiyorum. Kırklareli Üniversitesi bünyesinde 6 fakülte, 2 yüksekokul, 2 enstitü ve 7 meslek yüksek okulu bunan ve bu birimlerinde yaklaşık 14 bin 400 öğrencisine hizmet veren bir üniversite olarak geleceğe daha iyi bir üniversite haline gelme konusunda her gün gayretlerini ve azmini yenilemektedir.


* “Yabancı uyruklu öğrenci alımı konusunda çaba sarf ediyoruz”


Bu eğitim ve öğretim yılını açılışları da üniversitemiz açısından bu tür hedeflerimizin yıllık gelişmelerimizin gözden geçirip geleceğe tekrar bakmamızın bir vesilesi olmaktadır. Dünyada, günümüzde Yükseköğretimin uluslar arası hale geldiğini hepimiz birlikte yaşıyoruz ve her alanda olduğu gibi yükseköğretim alanında da uluslar arsılaşmakta büyük bir hızla ilerlemektedir. Bizler Kırklareli üniversitesi olarak yükseköğretim alanında da uluslar arsılaşmakta çabalarımızda en iyi durumda olmak bu gelişmeleri çok yakından takip etmek ve dünya ile bu anlamda bütünleşmek konusunda azimli ve kararlıyız. Bu çabalarımızın bir parçası olarak üniversitemiz bünyesinde başta Balkan ülkelerinden yabancı uyruklu öğrenci alma konusunda geçtiğimiz eğitim-öğretim yılından itibaren büyük bir gayret çabası içerisindeyiz. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında 64 yabancı uyruklu öğrencimiz üniversitemiz bünyesinde eğitim-öğretim görmeye başlamıştır. Yeni Akademik yılının ilimiz, ülkemiz, üniversitemiz öğrencileri için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” dedi.


* “Üniversiteler, gelişmenin, ilerlemenin ve kalkınmanın öncüsüdür”


Üniversitelerin toplumun yararına yönelik umutlarını, düşüncelerini, özlemlerini ve yaşam biçimlerini inşa eden kurumları olarak gören Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, Kırklareli Üniversitesini, Kırklareli’nin sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmasının lokomotifi olarak gördüğünü belirtti.


Yaman; “Üniversiteler, bilim ve araştırmalarıyla topluma öncülük eden, katkıda bulunan, sosyal ve kültürel hayatı zenginleştiren, bulunduğu ilin sorunlarına çözüm önerileri getiren,  aydın kuşaklar yetiştiren, gençlerin kişiliklerine ve toplumların gelişmesine yardımcı olan çağdaş eğitim kurumlarıdır. 


Bu kurumlar, toplumun yarınlarına yönelik umutlarını, düşüncelerini, özlemlerini ve yaşam biçimlerini programlarına alarak bir anlamda geleceği inşa eder.


Üniversitelerimiz, ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz kuşakları yetiştiren ve uygar dünyada üst sıralarda yer alabilmemiz için bilgi ve teknolojiyi üreten, bu bilgileri insanların yararına kullanan kurumlardır. Toplumsal gelişmenin, ilerlemenin ve kalkınmanın öncüsü olan üniversitelerde, eğitim özgürlüğünü, düşünce ve inanç özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü sağladığımızda, bu durum; topluma da yansıyarak, dalga dalga ekonomiyi ve sosyal hayatı olumlu olarak etkisi altına alacaktır.


Kırklareli Üniversitesini İlimizin Sosyo-Ekonomik ve kültürel kalkınmasının lokomotifi olarak görüyoruz. Dolayısıyla Üniversiteyi geliştirmek ve güçlendirmek, aynı zamanda Kırklareli’ni kalkındırmak anlamına gelir.


* “Üniversitelerden beklentiler arttı”


20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren dünyada, bilgi toplumuna geçiş süreci başlamış ve bilgi teknolojisi adı verilen küresel ekonomik yapı oluşmuştur. Bu yeni yapıda; fertlerin ekonomik gücü, bilgi ve öğrenim düzeyleri ile ülkelerin ekonomik gücü ise, beşeri ve sosyal sermayeleri ile ölçülmektedir. Bu süreç, bilginin üretilmesi ve paylaşılmasından birinci derecede sorumlu olan üniversitelerden, beklentileri arttırmış ve üniversitelerin bu beklentilere paralel bir yapı kazanmasını sağlamıştır.


Bu ihtiyaç ve beklentiler neticesinde, hükümetimizin girişim ve destekleriyle ülkemizde üniversitesi olmayan il kalmamıştır. Tüm üniversitelerimiz bilgi çağının öncüleri olma, çağdaş ve evrensel metotlara dayalı bir eğitim verme yolunda, birbirleriyle yarışmaktadırlar.


Bu nedenle Üniversitemiz gençliğinin, hayat boyu öğrenmeyi ilke edinmiş, araştıran, sorgulayan, özgüveni yüksek, ileri görüşlü, tarihini ve kültürünü özümsemiş, evrensel değerleri benimsemiş fertler olarak yetişmesi hepimizin ortak arzusudur. Yaşadığımız bilgi çağının öncüleri arasında yer alabilmek için bu konu önemlidir. Bu kapsamda üniversitelerimize ve hocalarımıza büyük görevler düşmektedir.


Ülkemizin eğitim ve öğretime en fazla önem verilen ve en başarılı bir ilinde hızla gelişen bir üniversitemiz var. Sizlerin başarısı, ailelerinizin, üniversitemizin ve tüm milletimizin gururu ve mutluluğu olacaktır.


* “Değiştiremez ama yakın takip ile yönlendirebilirsiniz”


Büyük bir hızla değişen ve gelişen dünyada var olabilmek ve ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için en büyük görev, siz gençlere düşmektedir. Birikiminiz, donanımınız, kimliğiniz ve yüklendiğiniz büyük misyonla yeni bir dünyanın kurucuları olmalısınız. Dünyayı, gelişmeleri seyrederek değiştiremezsiniz; ancak gelişmeleri yakinen takip ederek ve onu yönlendirecek bilgi birikimine ve yürekliliğine sahip olarak değiştirebilirsiniz.


Sizlerin, çevresine ve topluma karşı görev ve yükümlülüklerinizin şuurunda olduğunuzu görmek ve bilmek bizleri sevindirmektedir.


Bu duygu ve düşüncelerle Üniversitemizin değerli öğretim üyeleri ve görevlileri ile geleceğe umut ve güvenle bakmamızı sağlayan gençlerimiz ve öğrencilerimize başarılı bir akademik yıl ve esenlikler diliyorum. Yeni eğitim ve öğretim yılı üniversitemize, ilimize, ülkemize, hayırlı ve uğurlu olsun” dedi.


Kırklareli Üniversitesi’nin 2011-2012 Akademik yılı açılışı için Kırklareli’ne gelerek bir takım ziyaretlerde bulunan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım; “Yazı bu topraklarda icat edildi” dedi.


Yüksek öğretim metodunu da bu topraklarda geliştiren ve zenginleştiren medeniyet olduğumuzu ifade eden Yıldırım, burada yaptığı konuşmasında şunları kaydetti;


“Öncelikle bugün başlayan 2011-2012 akademik öğretim yılını Kırklareli Üniversitesi öğrencilerimize hocalarımıza ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Başta rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Aykaç ve 600’ün üzerinde öğretim kadrosu ve idari kadro ile üniversiteye emek veren, onu öğretime hazır hale getiren, eksiklerini gidererek fedakarca eğitim-öğretim hayatını sürmesini sağlayan bütün ekibe bu vesileyle teşekkür ediyorum.


Bugün şahsıma tebliğ edilen fahri doktora unvanını layık gören üniversite senatosuna da teşekkür ediyorum. Kadim uygarlıkların beşiği topraklarında, Anadolu’da yaşıyoruz. Bugünkü bilimin temeli bu topraklarda atıldı. Yazı bu topraklarda icat edildi. Türkler bu coğrafyaya gelirken, Çin, Hint ve Pers uygarlıklarının yaşayan unsurlarını da beraberimizde getirerek, buralara yerleştirdi. Geldikleri coğrafyada ise hem yüksek standartlı bir hayat tarzı geliştirdi. Hem de İslam roma Bizans uygarlıklarının bilgi ve birikiminden faydalanarak onu daha da ileriye götürdük. Bilgiyi mutlaka bulunması gereken bir yitik olarak algılayan kültürümüz başka uygarlıklardan aldıklarına kendi mührünü de basarak bin yıla aşkın süredir Anadolu coğrafyasını dünyada huzur"un ve istikrarın adası yapmayı başarmıştır. 


* “78 yıl geçmiş aradan”


Yüksek öğretim dediğimiz öğretim metodunu da bu topraklarda geliştiren ve zenginleştiren bizim medeniyetimizdir. Tabiî ki her yükselişin bir inişi olacaktır. Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulma sürecine geldiğimizde de durum pek parlak değildi. Peş peşe devam eden savaş ve bu savaşlara gittikçe erimiş yok olmuş beyin gücümüz, yozlaşan eğitim kurumlarımız okuma yazma bilmeyen ve kırsalda yaşayan alabildiğince yoksul bir kitle. İşte hep gözümüzün önüne gelen kara tahta başındaki başöğretmen Atatürk’ün çocuklara alfabe öğreten fotoğrafının anlamını bu zor günlerden geldiğini hepimiz biliyoruz. Bir yandan okuma-yazma seferberliği başlatılırken, diğer bir yandan da üniversite reformları gerçekleştirilmeye başlanmış ve Cumhuriyetin kurucu Atatürk tüm talimatıyla 1 Ağustos 1933 tarihinde Darülfünun İstanbul üniversitesi adını alarak çalışmalarına başlamıştır. 78 yıl geçmiş aradan. Bugün artık üniversitesi olmayan şehrimiz yok. 


* “4 milyona yakın öğrenciye ulaştık”


Toplum üniversite sayımız 165’i bulmuş ve bunların 89 adedi son 9 yılda kurulmuş. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum. Kırklareli Üniversitemizde bu genç üniversitelermizden bir tanesidir. Artık üniversitesi olmayan ilimiz kalmadığı gibi birçok ilimizde de birden fazla üniversite mevcuttur. Ayrıca bu son 9 yıldaki yüksek öğretim politikamızda, çok önemli bir farklılığı da getirmiş bulunuyoruz. Bu farklılık üniversite değince İstanbul, Ankara, İzmir ve birkaç diğer şehrimiz akla geliyor. Bugün ise artık üniversiteyi Anadolu’nun her köşesine, her iline yaymak suretiyle, bilimin ışığını, aydınlık geleceğini, ülkenin her tarafından meşalenin parlayarak aydınlatan bir konuma gelmesini sağlamış olduk. Üniversite ile ilgili son 4 yıllık gelişmeyi hep birlikte gördük. 3,8-4 milyona yakın öğrenciye ulaştık, 110 bini aşan öğretim üyesi sayısına ulaştık. 3,8 milyon 30-40 tane ülke nüfusundan daha da büyük.


* “2023 hedefleri çok kısa sürede gerçekleşecek”


Büyük bir Üniversite kitlemiz var. Bu ülkemizin geleceği için çok umut verici bir şey. Düşünün Kırklareli Üniversitesini ele alalım. 15 bine yakın öğrenci var ve şehrin nüfusu 60 bin olsa onun 3/1’i öğrenciden oluşuyor. Bu şehrin yerel ekonomisine sağlayacağı katma değerden tutun burada Anadolu’nun her tarafından gelen, gençler ve öğrencilerimiz var. Bu aslında Türkiye’nin birliğinin beraberliğini kaynaşmasının da vesilesi oluyor. Değişik yörelerden, örf ve adetlerden etnik kimliklerden gelen bütün gençlerimiz, burada kardeş oluyor, arkadaş oluyor ve burada çok güzel arkadaşlıklar kuruyorlar. Bu bizim ülkemizin birliği beraberliği için çok güzel temellerin atıldığı çok güzel yıllar oluyor. Bu yönüyle de baktığımız zaman üniversitemizin gelişmesi, ülkemizin 2023 hedeflerinin çok daha kısa sürede geçekleşmesinin olacağı anlamına geliyor.


* “Yabancı uyruklu öğrencilerin kafalarında Türkiye önemli bir yer edinecek”


Dünyada her yıl 3,5 milyon öğrenci başka ülkelerde okuyor. Bu yüz milyar dolarlık bir pazardır. Yüksek öğrenim için yılda 100 milyar dolar dünyada para harcanıyor.


Sadece bu konuya para kazanmak amacıyla bakmıyoruz. Şüphesiz öğrencilerimiz burada eğitim görecekler, ülkemiz buradan bir katma değer sağlayacak. Ama ondan öncesi ve daha önemlisi buraya gelen her yabancı öğrenci bizim birer gönüllü elçimizdir. Burada eğitimlerini tamamlayıp ülkelerine gittikleri zaman, ileriki dönemlerde ülkelerinde önemli yönetici konumuna gelecek. Hangi işi yaparsa yapsın mutlaka hafızasında zihninde Türkiye olacak. Bunun da ülkemize sağlayacağı katma değer para ile pulla ölçülecek bir şey değil” dedi.


Bakan Yıldırım, yeni akademik yılının Kırklareli Üniversitesi öğrencilerine, ailelere, idari ve yönetici kadrosuna, Kırklareli’ne ve Türkiye’ye hayırlı olması temennisinde bulundu. 





Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Ziya Özcan ise yaptığı konuşmasında şunları kaydetti;


“2011-2012 öğretim yılının açılışı dolayısıyla aranızda olmaktan son derece mutlu olduğumu bilmenizi isterim. 


2007 yılı ile 2011 yılını karşılaştıracağım. 2007 yılında ülkemizde 115 tane üniversitemiz vardı. Bunların 85 tanesi devlet 30 tanesi de vakıf üniversitesiydi. 2011 yılında sayı 165 e çıktı. Bugün itibarıyla 103 tane devlet üniversitemiz, 60 tanede vakıf üniversitemiz bulunmaktadır. 


* “Üniversitelerden mastır, doktora yapan öğrenci yetiştirmelerini arzu ediyoruz”


Sayılarla uğraşmıyoruz. Üniversitelerin kalitesini de attırmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Yaptığımız bu konuda önemli faaliyetlerinden bir tanesi şematik üniversitelere geçiş yapıyoruz. Gelişmiş üniversitelerimizin lisans öğrencilerini sırlı tutup, daha fazla lisans ve mastıra doktora yapan öğrenci yetiştirmelerini arzu ediyoruz.  


Öğrenci sayılarına baktığımızda 2007 yılında 2 nokta 4 milyon öğrencimiz varken, bu yıl itibarıyla 3,8 milyona çıkmış bulunuyoruz. Öğretim üyesi ve elemanları sayılarına bakıldığında 2007 yılında ülkemizde 89 bin 329 öğretim üyesi elemanı vardı, bu gün itibarıyla bu sayı 111 bini aşmıştır. Bu ihtiyacımızın karşılandığı anlamına gelmesin. Bu gün itibarıyla basit bir hesap yaparsanız en aşağı 20 bin öğretim üyesine daha ihtiyacımız vardır. 


Beni en çok memnun eden gelişmelerden bir tanesi bilimsel çıktılarımızdaki performansımızdır.


* “Hızımızı arttırmamız lazım”


Yayınlarımıza baktığımızda indeksli dergiler dedikleri a grubu yayınlara baktığımızda 2007 yılında 19 bin 990 yayınımız varken, 2010 yılında bu sayı 22 bin 630 a tırmanmıştır. Son yılın rakamları ise 28 bin civarsındaki çok müthiş bir artış demektir. 


Avrupa ülkeleriyle bir mukayese yaparsanız bu bilimsel yayındaki performansımızı biz Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, ispanya ve Hollanda’dan sonra Avrupa’da yedinci ülkeyiz.   Ama son 30 yıldaki performansımızı değerlendirseniz bilimsel yayın sayısındaki artışta dünya üçüncüsüyüz. İran en büyük rakibimiz bu artışta. Onlar bizi çok yakınen takip ediyorlar. Eğer hızımızı arttırmasak birkaç yıl içersinde makası kapatır bizi yakalarlar diye düşünüyorum ama imkân vermemeliyiz


Bu yayınlar biz çok memnun etse de etmeyen kısımlardan da bahsedeyim. 2008 yılında ABD de patent müracaatlarına baktığımızda bizim 18 bin yayınımız vardı, İsrail ile bir karşılaştırma yapalım. İsrail’in ise 9 bin yayını vardı ama patent müracaatlarında onların sayısı 4 bin 550, bizim sayımız maalesef 85’te kaldı. Bu gerçekten dikkat edilmesi üniversitelerimizin çok dikkatle ele alması gereken konulardan bir tanesidir. Belki yükselte arttırma kriterleri dolayısıyla yayınlara önem verdiğimizden dolayı öğretim üyelerimiz patente gerekli önemi vermediler. Ama artık bunu değiştirmenin zamanı gelmiştir. Belki bizde yapısal değişikliği yaparak yönetmeliklerde patentleri bir az daha fazla puan vererek, hocalarımızı teşvik edebiliriz diye düşünüyoruz. 


* Yabancı öğrenci sayısı 4 yıl içinde 16 binden 26 bine çıktı”


Her bin makaleye düşen patent müracaatına baktığımızda bu sayı İsrail de 540 civarında, ülkemiz içinde sadece 5’tir. Bu gerçekten yazık, bilgi bikrimiz var, gayet iyi yayın yapıyoruz, ama nedense patentimiz yok. Hele patentten teknolojiye geçişimiz, çok daha zayıf. 


Yabancı öğrenci sayımız attı. Ben YÖK Başkanı Olduğumda 16 bin küsür yabancı öğrenci vardı ülkemizde, 4 yıl sonra bu gün itibarıyla 26 bine çıkmıştı. Fevkalade güzel bir artış. 4 yıl önce 3 bin 200 civarında yabancı öğrenci kayıt olurken, bu günkü sayı 7 bin 600 dür. Hızımızı giderek arttırıyoruz. 


Artık üniversitelerimizin vizyonları ve misyonları artık değişmelidir. Eskiden olduğu gibi içine kanık, sadece fildişi odalarımız da makale yazan akademisyenler olmak istemiyoruz. Böyle üniversiteler olsun istemiyoruz. Dünyada rekabet edebilen çok patenti olan oradan ülkesini, insanları için teknoloji yaratan, o teknolojileri halkın kullanımına arz eden üniversiteler olsun istiyoruz. 


Ulaştırma bakanımız Binali Yıldırım sadece ülkemizin kalkınması için limanlar, havaalanları, yollar yapmıyor. Yüksek öğretimde çok büyük katkıları var. 32 milyon lira gibi bir parayı uzaktan lisan öğrenimi için kurumuza verdi. Çalışmaları bitti. Yakın zamanda inşallah sayın başbakanımızın katılımıyla bu projeyi 3,5 milyon üniversite öğrencimizin kullanımına açacağız. Kendisine müteşşekiriz. Bu yardımların devamını diliyoruz.”


Yapılan konuşmaların ardından, açılış töreni sona erdi. (ue)