“Babaeski, Babaeski’liliğini tekrar gösterecek”

“Babaeski, Babaeski’liliğini tekrar gösterecek”

“Babaeski, Babaeski’liliğini tekrar gösterecek”

“Babaeski, Babaeski’liliğini tekrar gösterecek”

 “Babaeski, Babaeski’liliğini tekrar gösterecek”
28 Ocak 2011 - 09:13


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Babaeski İlçe Binası’nda demokrasi haftası
dolayısı ile gerçekleşen haftalık toplantıya, CHP’den, Kırklareli
Milletvekilliği aday adayları da katıldı.



Yaklaşan genel seçimlerde; CHP’den Kırklareli Milletvekili Aday Adaylığını açıklayan, 22. Dönem CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu, CHP eski Lüleburgaz İlçe Başkanı Mimar Turabi Kayan ve CHP eski Babaeski İlçe Başkanı Av. İrfan Altınel, demokrasi haftası dolayısı ile partililerine birer konuşma yaptılar.
Parti binasında yapılan haftalık toplantının, açılış konuşmasını yapan CHP Babaeski İlçe Başkan Vekili Hasan Ali Eren, açılış konuşmasında şunları söyledi.
“Bilindiği üzere her yıl 24-31 Ocak tarihleri ‘Adalet ve Demokrasi haftası’ olarak kutlanmaktadır. Demokrasi şehitlerimizden Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün 18. yılı. Uğur Mumcu’yla birlikte Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı’yı da saygı ve şükranla anıyoruz. Fikirleri yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Yattıkları yer ışıklar dolsun, üzerlerine yıldızlar yağsın.” diyerek Sözü Mustafa Balbay’ın Uğur Mumcu İçin yazdığı mektubu okuması için sözü Av. Ertan Karalarlı ‘ ya bırakıyorum.”  
Ergenekon Davası’ndan dolayı Silivri Cezaevinde bulunan Mustafa Balbay’ın, Uğur Mumcu’ ya mektubu, CHP Babaeski İlçe Başkan Yardımcısı Av. Ertan Kararlarlı tarafından okundu.
Karalarlı mektup ile ilgili şunları söyledi. "Yıllar geçtikçe Uğur Mumcu'nun niçin katledildiği daha berraklaşıyor, daha netleşiyor. 2011 yılından 1993'e baktığımızda şunları görüyoruz: Uğur Mumcu, Türkiye'nin Ankara'dan yönetilmemesi için öldürüldü. Bugün, Türkiye'nin uluslararası alanda attığı pek çok adımdan, verdiği pek çok sözden en son Ankara'daki Türkiye Cumhuriyeti devleti kurumlarının haberi oluyor. Uğur Mumcu, yönü uygarlığa, çağdaşlığa değil Ortadoğu bataklığına dönük bir Türkiye'nin oluşması için öldürüldü. Bugün, bakmayın sahte AB söylemlerine; hükümet, Lübnan'daki hükümetin devrilmesine ülke sorunlarından daha çok üzülüyor. Uğur Mumcu, Türkiye'nin tüm temel değerlerinin, Cumhuriyet'in tüm kazanımlarının yıpratılması, tüketilmesi için öldürüldü. Bugün, gün geçmiyor ki Atatürk Türkiye’sinin temel taşlarından biri `tarifini yeniden yapalım' adı altında saldırıya uğramasın. Uğur Mumcu, toplumun yolsuzluklara alışması, olağan karşılaması, yolsuzluk haberlerinin `haber değeri taşımaması' için öldürüldü. Bugün, yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmiyor, yolsuzluk haberi yapanların üzerine gidiliyor. Özetle Uğur Mumcu Türkiye'nin dönüştürülmesi için öldürüldü. 1990'lı yıllardaki kıyımların, Prof. Aksoy, Doç. Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeç, A. Taner Kışlalı cinayetlerinin arkasında bu gerçek yatmaktadır. 2000' lerde de saldırı aracı olarak hukuk seçilmiştir. Katledilmeseydi Uğur Mumcu da Ahmet Taner Kışlalı da aynı saldırıya uğrayacaktı. Bugün güç sahipleri amaçlarına ulaşmış olduklarını düşünebilirler. Ancak başaramayacaklar. Anadolu'yu tanımıyorlar. Bu topraklar esareti kusar. Bu topraklar kendinden olmayanı iyi bilir. Emperyalizm hedeflerini hiçbir zaman değiştirmez. Sadece zamana göre araçlarını değiştirir. Geçen yüzyılın başını iyi okursak bu yüzyılın başını da iyi anlarız. Uğur Mumcu'lar bunun ayırdına en iyi varmış, yüreği Anadolu'yla atan yurtsever aydınlardı. Onun için öldürüldüler. Bunu topluma daha çok anlattığımız gün Uğur Mumcu'nun köklerinden ormanlar fışkıracak. Bu yolda yürüyenlere selam olsun. Bu bilince erenlere Silivri Kalesi'nden yürek dolusu selam, sevgi, hasret. Silivri Kalesi sürgünleri burada geleceğe sürgün veriyor. Bu sürgünler size uzanan kollardır. Mutlaka bir gün buluşacağız. O gün, Uğur Mumcu'lar Ahmet Taner Kışlalı'lar yanı başımızda olacak. O gün, bir kere daha kahrolacak Mumcu'yu katleden irade `yanlış yaptık, öldürmekle ölmüyorlar' diyecekler. O güne hazırlanın dostlar."
Parti binasında ki toplantıya göreve yeni başlayan Belediye Başkanı Av. Abdullah Hacı’da katıldı.
Başkan Hacı konuşmasında şunları söyledi;
“Hepinizin bildiği gibi bir ameliyat geçirdim. Pazartesi günü itibariyle tekrar görevime başladım. Sizlerin bu güler yüzünüzü, heyecanlı halinizi gördükçe de daha çok cesaret aldım. Benim burada bulunmadığım süreçte birçok yenilikler oldu. Milletvekili aday adayları adaylıklarını açıkladılar. Ben Türkiye’de olan olayları AKP iktidarının yaptıklarını en iyi değerlendiren bölge olarak Trakya’yı görüyorum. Adaylarımızın bizim için en kaliteli isimlerden oluştuğunu görüyorum. Ben bütün adaylarımıza başarılar diliyorum. Beni rahatsızlığım süresince yalnız bırakmadığınız için herkese teşekkür ediyorum.”
CHP Kırklareli Milletvekili Aday adayı Mehmet Siyam Kesimoğlu’da yaptığı konuşmasında şunları söyledi;
“Parti içi demokratik mücadele devam ediyor. Önemli olan bu sürecin biran evvel tamamlanıp milletvekili adaylarımızın belirlenip, el ele kol kola dışa karşı enerjimizi harcamamızdır. Bu konuda seçim kararı ve seçim takviminin açıklanması gerekiyor. Zannediyorum 15 Şubat’a kadar bu süreçte belli olacak. Aday adayı olarak her gün gezilerimize devam ediyoruz. Her gittiğim yerde de sevgi yumağı ile karşılanmaktan son derece memnuniyet duyuyorum. Bu benim mücadele azmimi de daha çok arttırıyor. O arkadaşlarımıza huzurunuzda tekrar çok teşekkür ediyorum. 24 Ocak 2011 Pazartesi günü bir demokrasi şehidimizin, bir demokrasi kahramanımızın ölüm yıldönümüydü. Kendisini değerli Uğur Mumcu’yu tekrar buradan minnetle şükranla analım ve kendisini her geçen gün arıyoruz. Bugün keşke Uğur Mumcu aramızda olsaydı ve AKP’nin gerçek niyetini bizlerle paylaşarak, bizlerinde daha geniş ufuklara ulaşmasını sağlasaydı. Ama şu gerçeği de unutmayalım, Uğur Mumcu sağ olsaydı ve aramızda olmuş olsaydı. İkametgahıda Mehmet Balbay’ın mektubunda ifade ettiği gibi “Silivri Kalesi” olurdu. O sürgünler orada filizlenecek, ulu bir çınara dönüşecek. 12 Haziran’dan sonra Silivri’de üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü egemen hale gelecek. Bu Ülkede 12 Haziran’dan sonra yeniden Anayasa Mahkemesi kurulacak ve bu ülkemizi karanlığa götüren AKP Yöneticileri orada yargılanacak. Yapılan istatistikler hep iyiye gittiği gösteriliyor. Fakat vatandaş toplumun her kesiminde hep yoksullaşıyor. Elbette biz buna dur diyeceğiz. Ben önümüzdeki seçimde üçüncü bir AKP iktidarının olmayacağı inancındayım. Onlarda bunun farkındalar. Önümüzdeki seçimde AKP’ye karşı mücadele sadece CHP’nin görevi değildir. İçinde biraz yurt sevgisi olan ve vatanına gönül bağı ile bağlı olan herkesin görevidir. Bence herkesin katkı koyması gereken bir dönemdir. Dolayısı ile herkes katkısını koyacak ve elbirliği ile AKP’den kurtulacağız. Artık yeter. Bunlar ne özgürlük bilir. Ne çağdaşlık bilir. Onlar sadece köşeyi dönmeyi bilir. Onlar çökmeyi bilir. Dünya ülkeleri önünde çökmeyi bilir, halkın önünde çökmeyi bilir. Ama inancımız o ki biz onları 12 Haziran’da bu sandıkta çökerceğiz. El ele aydınlık Türkiye’yi kuracağız.”
CHP Kırklareli Milletvekili Aday adayı Mimar Turabi Kayan’da, konuşmasında şunları söyledi;
“Arkadaşlar 24 Ocak 2011 Pazartesi günü bize iki önemli olayı hatırlattı. Birincisi 1980 öncesi 24 Ocak, ikincisi de 1993 tarihinde ki Uğur Mumcu’muzun öldürüldüğü gündür. 24 Ocağı özellikle seçmişler gibi geliyor bana arkadaşlar. Türkiye’de Hükümet tarafından 1980’de 24 Ocak’ta önemli kararlar alınmıştı. Bu kararların en önemlisi Türkiye’yi üretimden koparmaktır. Türkiye çiftçisini, hayvancısını, sanayicisini desteklemeyecek, madencisini desteklemeyecek, bunun dışında geriye ne kalıyor. Varın siz hesaplayın arkadaşlar. Türkiye elinde ki bütün kaynakları satmışsa 24 Ocak 1980 kararları doğrultusundadır. Artık bizim halkımızda tüm gerçekleri görmeye başladı. Görmeye başladıktan sonra da bizde de Sosyal Demokrasi ivme kazanmaya başladı. Sosyal Demokrasinin ivme kazanması dış güçleri farklı planlara itmiştir. Dış güçler bizim bilimde, tarımda, sanayide üretimde bir şey yaratmamızı istemiyorlar. Tut ki yarattığımızda bizim insanımızın ve milyonlarca insanın ihtiyacına cevap verecektir. Dış güçlerde bunu istememektedir. Adaleti tesir etmeyen bir devletin dünya üzerinde yaşadığı görülmemiştir. Bu adaleti yıkmanın amaçlarını en güzel örneğidir bu. Türkiye’yi yıkmak istiyorlar arkadaşlar. Adaletten kopardığınız zaman bir ülkeyi iş bitti demektir. Kimsenin kimseye güveni olmaz o ülkede. Kimsenin kimseye güveni kalmadığı o ülkede insanlar bir birleriyle çatışma içerisine girerler. Bu çatışma ülkenin parçalanmasını doğurur. Bunu önlemenin yolu var bu da CHP’ni tek başına iktidara getirmektir. Bu enerji ve güçte hepimizde bulunmaktadır. Arkadaşlar bu toplum artık ayağa kalkmalı ve kendisini savunmayı bilmelidir. Bizim önümüzde bir şans var o da bu seçimde halkı ayağa kaldırmaktır. Bunların işini bitireceğiz arkadaşlar ve geldikleri yere de göndereceğiz.  Bunlar hapishane yapmayı çok iyi bilirler, tabi ki herhalde kendi geleceklerini hazırlıyorlar.”
CHP Kırklareli Milletvekili Aday adayı Av. İrfan Altınel’de konuşmasında şunları söyledi. “ 24 Ocak 2011 Uğur Mumcu’nun katledilişinin 18.Yıldönümüydü. 24 Ocak sadece Uğur Mumcu’nun katledildiği gün değil tüm Türk halkının geleceğinin katledildiği gündür. 24 Ocak 1980’de bazı kararlar alındı. Kapitalizmin denilen düzen çıkmaza girdi. Kapitalizm denilen düzen ancak emekçi insanların, üretici toplumların üzerinden sürdürülebilir. Artık bu sömürü ortamları kalkmaya başladı. Ve değişik şeyler yapılması gerekiyordu emperyalizmde. Ve 24 0cak 1980 kararları dayatıldı. %137.32 devalüasyon yapıldı. Zaten bu madde bile 24 Ocağın tahribatını anlatmaya yeter. Devletin ekonomide küçülten kararlar alındı. Kitlerdeki uygulamaya paralel olarak, tarım ürünleri destekleme alımları kısıtlandırıldı. Yani bugün köylümüzün tarım üreticimizin, çektiği sıkıntıların zemini daha 24 Ocak 1980 yılında hazırlandı. Gübre, enerji ve ulaştırma dışında tüm süspansiyonlar kaldırıldı. Dış ticaret serbestleştirildi. Yabancı sermaye yatırımları teşvik edildi. Kar transferlerine kolaylık sağlandı. Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri desteklendi. Başlıcaları bunlar. Bu kararlar Türkiye Cumhuriyetinin yok edilmesinin belgesidir. Ancak bir sorun vardı o günün koşullarına göre ülke emekçileri, alın teri ile geçinen halk kesimi bu yükü yüklenemezdi. Egemen güçler yeni bir yol bulmalıydı. Akıllarına gelen ise antidemokratik bir yönetim biçimi. Halka karşın bu yönetim anlayışı yürümezdi. Böyle bir yönetimi halkın istemesi gerekiyordu. Terör en geçerli yöntemdi. İnsanların canını talep ederseniz, malını rahatça alabilirsiniz. Acımasız bir kardeş kavgası yürütüldü. 24 Ocak 1980 günü Ülkenin çok iyi yetişmiş kuşağı yok edildi, kırıma uğratıldı. Demek ki bugün emperyalizm laikliği değil de ılımlı İslamiyet savunuyor. Hazırladığı büyük orta doğu projesinde Türkiye’ye ılımlı İslam cumhuriyeti görevi verdi. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanını da Büyük Orta Doğu Projesinin eş başkanı yaptı. Bu ihanete ortak olmanın başka bir açıklaması değildir. Halkın bu ihaneti görmemesi için ülkeye dışarıdan sıcak para transferleri yaptılar. Bizde CHP olarak, tek başımıza iktidara gelerek, ülkeyi karanlıktan aydınlığa çıkaracağız. Milletvekili aday adaylığımı açıkladığımdan beri gezdiğim her yerde çok güzel olumlu tepkilerle karşılaştım. Hatta bazı arkadaşlar söylemlerinde “siz daha bir önceki seçimde meclise gitmeniz gerekiyordu” dediler. Bu defa bunu mutlaka başaracağız diye beni teşvik etmeye devam ediyorlar. Buda benim bütün enerjimi ve heyecanımı arttırmakta işte benim farkımda ne mi olacak. Şimdi nasıl ofisimin kapısı sizlere açık ise Meclise gittiğim zamanda kapılarım sizlere daima açık olacaktır. İnanıyorum CHP iktidara gelecek, iktidara geldikten sonra da sizlerle hep beraber sorunlarınızı çözmek üzere ne gerekiyorsa yapacağız. Kırklareli’nde de 3 milletvekilliğinin üçünü de alacağını düşünüyorum. Babaeski’de bunun için tekrar Babaeskililiğini gösterecektir.”
Babaeski önceki dönem Belediye Başkanı Av. M. Haluk Tezsezer ve Alpullu Belediye Başkanı Ahmet Durgun, CHP’nin iktidarı için ön seçimi önemsediklerini belirterek, milletvekili aday adaylarına başarılar dilediler.
Tezsezer, İlimizde ön seçim kesinleştiği takdirde milletvekili aday adaylığı konusun da ki, düşüncelerini tekrar değerlendireceğini söyledi.
Parti binasında ki toplantı karşılıklı soru cevap şeklinde son buldu.