“Askıdaki Yaşamlar ve Algıdaki Yaşamlar” Projesi’nin Eğitim Semineri başladı

“Askıdaki Yaşamlar ve Algıdaki Yaşamlar” Projesi’nin Eğitim Semineri başladı

“Askıdaki Yaşamlar ve Algıdaki Yaşamlar” Projesi’nin Eğitim Semineri başladı

“Askıdaki Yaşamlar ve Algıdaki Yaşamlar” Projesi’nin Eğitim Semineri başladı

“Askıdaki Yaşamlar ve Algıdaki Yaşamlar” Projesi’nin Eğitim Semineri başladı
27 Temmuz 2011 - 08:34

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) tarafından Kırklareli’de “Askıdaki Yaşamlar ve Algıdaki Yaşamlar” adlı projesinin eğitim semineri başladı.




 


HABER MERKEZİ


Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) tarafından Kırklareli’de düzenlenen, Avrupa Birliği (AB) programı olan Sosyal Hizmetler Araştırma Belgeleme Eğitim Vakfı (SABEV) iş birliğinde yürütülen “Askıdaki Yaşamlar ve Algıdaki Yaşamlar” adlı projenin Eğitim Semineri başladı.


26 Temmuz 2011 Salı günü Akkuş Kaya Otel’de başlayan ve 2 gün sürecek olan Eğitim Semineri’nde sunum yapan Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak Kırklareli’nin Pehlivanköy ilçesinde de 750 kişilik Sığınmacı ve Mülteciler için Kabul, Tarama ve Barınma Merkezi’nin 2014 yılında hizmete gireceğini söyledi. 


Kavalak, Türkiye'nin 7 ilinde sığınmacı ve mülteciler için kabul tarama ve barınma merkezleri oluşturulacağını belirterek, Türkiye genelinde toplam 18 bin 500 sığınmacı ve mülteci bulunduğunu söyledi.


Kavalak; “Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği olarak AB Programı olan Sosyal Hizmetler Araştırma Belgeleme Eğitim Vakfı iş birliğinde “Askıdaki Yaşamlar ve Algıdaki Yaşamlar” Projesi’nin başlangıcı için Eğitim Semineri veriyoruz.


Ankara, İzmir, Van, Erzurum, Gaziantep, Kırklareli ve Kayseri’de ikişer günlük eğitim seminerleri yaptık. Mülteci ve sığınmacıların hayatlarını anlatan, onların memleketlerinden Türkiye’ye kaçış hikayelerini içeren 30 dakikalık Belgesel Filmi’ni hazırlayacağız. Yerel halkı Sığınmacı ve Mülteci konusunda daha fazla bilgilendirmek istiyoruz. Şu anda bu konuyla ilgili ciddi bilgi eksiklikleri bulunmaktadır. Bu eksiklikten kaynaklanan ön yargılar olabiliyor. Bu yargıları ortadan kaldırarak halkın sığınmacı ve mültecilerle daha iyi bir iletişim içinde olmasını sağlamak amacıyla ciddi çalışmalar içindeyiz. Bu konularda fikirler bekliyoruz.


Türkiye’nin coğrafi konumu çok önemlidir. Yıllardır göç hareketleri olmakta. Türkiye göç alan ve veren bir ülke. Doğu sınırları korunması en zor olan bölgelerdir. Türkiye’de 18 bin 500 Sığınmacı ve Mülteci bulunuyor. İran’da 2 milyon 500 bin, Suriye’de 1 milyon 500 bin mülteci var. Suriye'den gelen sığınmacılar Hatay’da misafir ediliyor. Türkiye’de en fazla sığınmacı ve mültecisi Iraklı, ikinci grup İran, üçüncü grup Afganistan ardından Somali ve diğerleri sıralanabilir. Dinlerine göre baktığımızda çoğu Müslüman, ardından Hıristiyanlar Türkiye’de bulunuyor. Yaş ortalamaları ise 18-59 yaş arasında kişiler oluşturmakta. Çocuk ve yaşlı sığınmacı sayısı da bir hayli fazladır. Sığınmacı ve mülteciler Türkiye’de 51 şehirde ikamet edebiliyorlar. Daha önce bu sayı 32 İl’di. Biz bu illere ‘Uydu Şehir’ diyoruz. Sığınmacı ve Mülteciler merkezlerin yapılacağı illere kaydırılmaya başlandı. 


Eğitim faaliyetlerinin yanı sıra, yürütülecek olan kapsamlı ve farkındalığı artırıcı araştırma temelli faaliyetler vasıtasıyla alan ile ilgili yeni mevzuat için kaynak sağlamak; akademik camiayı konu ile ilgili araştırmalar yürütme yönünde teşvik etmek; idari makamları var olan prosedür konusunda bilgilendirmek, yönlendirmek ve göreve çağırmak; sivil toplum kuruluşlarının mevcut bilgi durumunu ve ilgili şehirlerdeki nüfusun durumunu değerlendirmek; farkındalık oluşturmak, sığınmacılara ve mültecilere yönelik önyargıları tespit etmek olarak projemizin başlıca amaçlarını sıralayabiliriz.


Proje kapsamında 3 bin 500 katılımcıyı kapsayan bir anket çalışması yapmak ve anket sonuçlarını bir değerlendirme raporu halinde yayımlamak, ilgili illerde projenin hedef kitlesine yönelik  iki günlük eğitim seminerleri ve çalıştaylar düzenlemek, sığınmacı ve mültecilerin içinde bulundukları durumların, maruz kaldıkları önyargıların, yerel halkın kendilerine karşı takındıkları olumlu ya da olumsuz tavırların ve kendilerinin yerel halkı nasıl algıladıklarının anlatıldığı bir belgesel film çekimi gerçekleştirmek istiyoruz” dedi. 


Konuşmaların ardından proje uzmanları da görsel sunum eşliğinde katılımcılara bilgi vererek, soruları yanıtladı. Eğitimin iki gün süreceği belirtildi. (ue)