Allah'ın Sadık Kulu Barla Beyaz Perdede

Allah'ın Sadık Kulu Barla Beyaz Perdede

Allah'ın Sadık Kulu Barla Beyaz Perdede

Allah'ın Sadık Kulu Barla Beyaz Perdede

Allah'ın Sadık Kulu Barla Beyaz Perdede
04 Kasım 2011 - 09:32

Türkiye'de yapılmış ilk uzun metraj 3D animasyon film olma özelliğine sahip Allah'ın Sadık Kulu: "Barla", 4 Kasım'da izleyiciyle buluşuyor.




 





Yönetmenliğini Esin Orhan'ın yaptığı, Samanyolu Yayın Grubu'nun 3,5 yıllık titiz bir çalışmasının ürünü olan Allah'ın Sadık Kulu: Barla filmi bugün  sinemaseverlerle buluşuyor. 





Kırklareli’ nde Cineplazada gösterime giren film   günde 5 seansla kırklarelilere izleme imkanı sağlayacak. 





"Motion capture" tekniğiyle Türkiye'de yapılmış ilk uzun metraj 3D animasyon film olma özelliğine sahip Allah'ın Sadık Kulu: Barla'da (108 dk) karakterlerden mekana kadar tüm figürler gerçeğe en yakın hali ile kullanıldı. Yapımda Bediüzzaman Said Nursi ve talebeleri, tamamen orijinal fotoğraflarından faydalanılarak üç boyutlu olarak modellendirildi. 





Budapeşte Senfoni Orkestrası tarafından seslendirilen projenin müzikleri, Aria Müzik'ten Cengiz Onural ve Bora Ebeoğlu tarafından yapıldı. Post Prodüksiyon'da ise 1000Volt'un adı yer alıyor. Şafak Film stüdyolarında çoğaltılan film, Özen Film tarafından dağıtıldı. 


Bediüzzaman'ın Barla'da geçirdiği yılları bizlere tekrar hatırlatacak, o tarihlerde olanları tekrar hissettirecek film "Allah'ın Sadık Kulu: Barla" 108 dakika sürüyor. Yaşlı, genç, çocuk, herkese hitap eden bir formatta sahip. Bugün 200 yerde gösterime girdi. Kesin olmamakla birlikte aralıkta da Ortadoğu ve Avrupa'daki sinemalarda gösterilmesi düşünülüyor. 


Yönetmenliğini Esin Orhan'ın yaptığı film, Said Nursi'nin Barla hayatı Hollywood'da anime (Japon çizgi filmlerine benzer filmlere verilen ad) filmlerde sıklıkla kullanılan 'Mation capture' tekniğiyle beyazperdeye aktarıldı, hem de uzun metrajlı olarak... 'Mation capture' gerçeğe uygun animasyon filmler çekmek için kullanılıyor. Bu bakımdan film, Türkiye'de ilk olma özelliğini taşıyor. Ayrıca 3,5 yıllık bir çalışmanın ürünü. Senaryosunun yazılma aşamasını saymazsak tabii... Senaryosu, Rıdvan Kızıltepe'nin önderliğinde Ali Tacit Delen ve Zeynep Kaya Delen'in içlerinde bulunduğu bir ekip tarafından kaleme alınmış. Said Nursi'yi daha iyi anlatabilmek için de yazarlar Abdullah Aymaz ve Ali Ünal'dan danışmanlık etmesi istenmiş... Senaryodan sonraki aşama ise en zoru. "Çünkü anlatılanlarla uyuşan bir Bediüzzaman çekmeliydik." diyor yönetmen Esin Orhan.


"Belgesel titizliğiyle çektik" 


'Mation capture' sistemine uygun kameralar, filmi çekebilecek güçlü bir ekip, iyi bir seslendirme, stüdyo... Senaryodaki Bediüzzaman ve Barla'yı gerçeğe en yakın görünüşüyle yansıtmak için hepsi elde var. Ama Esin Orhan'a göre asıl sorun, elde var olan tekniği ve metni gerçeğe en yakın şekilde izleyiciye sunmak. Bunun için Esin Orhan, "Belgesel çekiyor titizliğiyle kameraya aldık senaryoyu." diyor ve yaptıklarını şöyle anlatıyor: "Filmde, mekân ve kişileri gerçeğe yakın bir görüntüyle verebilmek için ismi geçen şahıs ve mekânların fotoğraflarını temin ettik öncelikle. Üstad Said Nursi'nin pek çok fotoğraflarını bir araya getirdik. İnsanlar Said Nursi'nin gözlerinin mavi olduğunu çok bilmez ama biz bunu öğrendik ve filmde mavi gözlü bir Said Nursi var. Sonra Üstad'ın Barla hayatında yanında bulunan talebeleri... Onların da fotoğraflarını bulmaya çalıştık. Mesela Barla'daki ilk ev sahibi Muhacir Hafız Ahmed, sonra Sıdık Süleyman, Şamlı Hafız bunlardan bazıları. Bu fotoğraflara bakarak bilgisayarda kişiler 3 boyutlu olarak modellendirildi."