* Akil İnsanların Kırklareli’yi ziyareti öncesinde Dingiloğlu Parkı önünde basın açıklaması yapan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kırklareli İl Başkanı Şaban Savaşan; “ Bu akiller Kırklareli yerine niye Kandile gidip 3 bin kişilik PKK güruhunu teslim olmaya ikna etmiyorlar da 76 milyonun PKK isteklerine teslim olmasını istiyorlar. Gitsinler Kandil’e teröristlerin güvenlik güçlerine teslim olup bağımsız Türk Mahkemelerinde yargılanmaya ikna etsinler” dedi.











HABER MERKEZİ


Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kırklareli İl Başkanlığı tarafından, 23 Mayıs 2013 Perşembe günü Kırklareli’ye gelen Akil İnsanlar’ın yapacağı toplantı öncesinde saat 13.30’da Dingiloğlu Parkı önünde bir basın açıklaması düzenlendi.


Düzenlenen basın açıklamasına; MHP Kırklareli İl Başkanı Şaban Savaşan, MHP Kırklareli Merkez İlçe Başkanı Kürşad Yamaner, MHP Kırklareli Kadın Kolları Başkanı Nedime Tutar, Kırklareli Ülkü Ocakları Başkanı Osman Furkan Nalbantoğlu ile davaya gönül veren milliyetçiler katıldı.


Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açıklamada bulunan MHP Kırklareli İl Başkanı Şaban Savaşan, Akil İnsanların 76 milyon kişinin yerine dağlardaki 3 bin kişiyi ikna etmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:


“1 Ağustos 2009 tarihinde “Kürt Çalıştayı” adı altında başlayan Kürt açılımı, analar ağlamasın, barışolsun diye devam ederek gelen süreç günümüze barış süreci olarak gelmiştir. Bu süreç Büyük Orta Doğu Projesi’nde, Arap Baharı ekseninde tamamen bir yıkım ve ihanet projesidir. Bu yıkım ve ihanet projesini Türk Milleti’ne hazmettirmek için bebek katili Apo’nun talimatı ile Türkiye genelinde 63 sözde akil adam görevlendirilmiştir. Bunlardan bir kısmı da bugün şehrimize gelmişlerdir ve barışa destek istemektedirler Arkadaşlar barış düşmanla yapılır. Milletimizin ayrılmaz bir parçası olan Kürtler ile Türkler arasında savaş mı vardı ki barış yapsınlar. Bizler Kürt kökenli kardeşlerimiz ile bir sorun olduğuna asla inanmıyoruz. Bu Ülkede sadece PKK terör örgütünün sorunu vardır ve terörde müzakere ile değil mücadele ile bitirilir. Şimdi bu sözde akil adamlar neyin sürecini kabullendirmeye çalışacaklar neyi anlatacaklardır. Çözüm olarak neyi önerecekler, barış olarak neyi sunacaklar. Türk Bayrağı yerine devlet bayrağı denilmesini mi ikna edecekler. Bu akiller Kırklareli yerine niye Kandile gidip üç bin kişilik PKK güruhunu teslim olmaya ikna etmiyorlar dayetmiş altı milyonun PKK isteklerine teslim olmasını istiyorlar. Gitsinler Kandil’e teröristlerin güvenlik güçlerine teslim olup bağımsız Türk Mahkemeleri’nde yargılanmaya ikna etsinler. Siz PKK’nın silah bırakmasından barıştan söz ediyorsunuz ama İmralı’daki bebek katili ile Kandil’deki kara bir yılan diyor ki; “Biz silahlarımızı bırakmayacağız, isteklerimiz kabul edilinceye kadar da silahlı kalacağız. Önder Apo serbest kalana, tüm KCK ve PKK’lı tutuklular serbest kalana, yeni anayasada tüm isteklerimiz yerine getirilene kadar, Federasyon-Konfederasyon, özerklik, ana dilde eğitim, anayasadan Türk tanımının çıkartılana kadar elde silah sınır ötesinde ve sınır içerisinde bekleyeceğiz. Bu isteklerimiz yerine gelmediği taktirde daha kanlı ve daha büyük eylemlerle sahneye çıkacağız’ demektedirler. Ayrı bayrak, ayrı vatan isteyenlerle barış olmayacağını herkes bilecek.


Şairin dediği gibi; Gök mavi başak sarışın, Tadı ne güzel barışın, Fakat ey yurt bin savaşa, Değer senin bir karışın. Unutulmasın ki Kırklareli Halkının ‘Türk Milliyetçiliğini yıkma ve vatanın parçalanmasına ‘onay vermesi asla mümkün olmayacaktır. Kendilerini akıllı sananların Türk Milleti’ni aptal yerine koymak hadleri değildir. Milliyetçi Hareket Partisi milli birlik ve bütünlüğümüzü korumaya kararlı ve yeminlidir. Bu uğurda bedeli ne olursa olsun her fedakârlığı yapmaktan geri durmayacaktır. Bölücülüğün çirkin oyunları ve çirkef komploları, emperyalizmin melanet tuzakları Türk Milleti tarafından bozulacak ve Allah’ın izni ile muhataplarının başında paralanacaktır.


Biz Türkiye sevdalıları var oldukça bu vatan bölünmeyecek, bu bayrak inmeyecek, şehitlerimizin kanları yerde kalmayacaktır. Ne Mutlu Türküm Diyene!” (Savaş Eskici)