Türkiye Sakatlar Demeği (TSD) Kırklareli Şube Başkanı Arif Uzunoğlu, “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamasında şunları kaydetti:




HABER MERKEZİ





“Birleşmiş Milletler, 3 Aralık tarihini Dünya Engelliler Günü kabul ve ilan etmiştir. 3 Aralık, biz engelliler için geçen bir yılın, bir dönemin bilançosunu çıkarma günüdür. Biz kendi hesabımıza hayata daha fazla katılmak, herkes gibi çalışmak, kimseye yük olmadan yaşamak istedik. Yapılan her iyi niyetli girişimle heyecanlandık, artık biz de herkes kadar özgür ve eşit vatandaş olacağız diye sevindik.


6 yıl önce 5378 sayılı Yasa çıktı, birçok konuda düzenleme yapıldı. 3 yıl önce Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi kabul edildi. 1 yıl önce Anayasa'da engelliler için özel düzenleme yapıldı.


Ne yazık ki bu değişiklikler bizleri hayatın içinden koparan engelleri ortadan kaldırmadı. Yaşam kalitemizi artırmadı. Yıllardır süregelen sorunlarımızın çözümüne katkı sağlamadı. Bir adım atıldı, çözüm bulundu denildi, umutlandık. Sonrası söylenenden, istenenden farklı çıktı.


Engelli çocuğu olan annelerin ve kendi işinde çalışan engellilerin emekliliğine kolaylık getirildi. Ama öte yandan işçi ve memur engellilerin emekliliği daha zorlaştırıldı.


Toplu ulaşım konusunda indirimlerle destek verildi. Ama bunların kullanımı neredeyse imkansız kılındı.


Herkese sosyal güvenlik ve sağlık sigortası getirildi. Ama Sağlık Uygulama Tebliği ile tasarruf adına tedavimiz için gerekli araç ve gereçleri, ilaçlarımızı almamızın önüne engeller dikildi.


7 yıl içinde kamusal alanlar ve toplu ulaşımda engeller kaldırılacaktı. Olmadı, en büyük kentlerimizde bile birkaç alanın, ana yolun dışında bir gelişme sağlanmadı. Ulaşım sorunu çözüme kavuşturulamadı. Kimseyi olmayan, çalışamayan engelliye aylık bağlandı. Aylığı almak bir dert aldığınla yaşamak ise başka bir dert haline geldi. Engelli yakınlarına bakan ailelere yardım desteği sağlandı. Yardımın koşulları nedeniyle ihtiyacı olan herkese destek verilemedi. Başbakanımız geçen yıl kamudaki tüm boş kadroların dolacağını söylemişti. Hala 29 bin boş olan kadroya kimse yerleştirilmedi. 


2012 yılına az bir zaman kala, biz 9 milyona yakın engelliler olarak üzüntülüyüz. Ama umutsuz değiliz. Hala yapılacakların olduğunu biliyoruz. Düne oranda daha fazla umudumuz var. Çünkü artık bekleyen bir toplum kesimi olmaktan çıktık. Taleplerimizi gerçekleştirmek için adım adım ilerliyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir yıl öncesinde sadece engellileri temsil eden 1 milletvekilimiz vardı. Bugün 4 temsilcimizi Meclise taşıyabildik. Belediye Meclisleri’nde, İl Genel Meclisleri’nde daha fazla temsilcimiz görev yapıyor. Yasama organlarındaki temsil gücümüz artıkça, sorunlarımızın çözümleri için daha fazla olanak sağlayacağız. Bütün bunlar, engellilerin zorluklara rağmen hayata sarılmalarının, engelleri aşmak için gösterdikleri kararlılığın sonuçlarıdır.


2012 yılında bizlere daha fazla görev düşüyor. Birlikte hareket edebilirsek başarırız. Önümüzdeki yıl ve yıllarda "engelsiz bir Türkiye"ye bir adım daha yaklaşırız. Hep söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz; Biz kimseden ayrıcalık ve ayrımcılık beklemiyoruz. Tam aksine ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını ve herkes kadar eşit olanaklar yaratılması istiyoruz. Gelin el ele verelim, 2012 yılını umutla dolduralım.” (s)