Ortak Akıl

















Özkan Başaran





Siyasi partiler demokrasinin ana unsurlarıdır. Çoğulcu Demokrasilerde seçimler yapılır. Sandıktan çıkan sonuçlar, halkın iradesini ortaya koyar. 


Seçim sonuçlarına göre hükümetler kurulur. Devlet Bürokrasisi de halkın iradesinin oluşturduğu hükümetin memuru olarak görev yapar. Kurallar ve kurumlar rejimi olan Demokraside, işleyiş basitçe böyledir.


Ülkemizde de sözde Demokrasi vardır. Ama henüz özde Demokrasi’ye bir türlü ulaşamadık.


Çünkü Demokrasi çok acı bedeller ödenerek elde edilen bir yönetim biçimidir. 


Ülkemizdeki İleri Demokrasi’nin önündeki en büyük engel de CHP Zihniyetidir.


Çünkü ,Ülkemizde koca bir CHP sorunu vardır. Devlet partisi olarak da bilinen CHP, değişmemekte ısrar etmektedir.


Evrensel sol ve sosyal demokrasiden uzak, laikçi ve Cumhuriyetçi taban bir oluşturan Baykal dönemi, CHP’yi içinden çıkılmaz bir kısır döngüye sokmuştur.


İktidar olma isteği ile seçimlere girmeyen CHP,  yakın bir zamana kadar Cumhuriyetin kuruluşundan beri devlet bürokrasisinde iktidarda olmanın rehavetini yaşıyordu.


CHP zihniyeti Devlet bürokrasisinde zaten iktidarda olduğu için, Seçimle gelen Siyasi Hükümet de “İKTİDARDAKİ MUHALEFET” durumundaydı.


Bir taraftan Cunta tehditleriyle ordu kışkırtılıyor, öte yandan parti kapatma tehditleriyle de aba altından sopa gösterilen Siyasi hükümete, iş yaptırtmamak için engel üstüne engeller çıkartılıyordu.


Tek parti döneminden gelen bir Cuntacı damar, Demokrasiyi öcü gibi gösteriyordu. Kendilerine oy vermeyen halkı da “Bidon kafalı” ve “göbeğini kaşıyan adam” diye aşağılıyorlardı.


Ama mevzilendikleri bürokrasiyi yavaş yavaş kaybedenler, “Demokrasi , Demokrasi diye çırpınmaya başladılar.


Demokrasinin bir gün onlara da lazım olacağını hiç düşünmedikleri için, Cuntacıları alkışlamakla siyasi ömür tüketiyorlardı.


Her şeye Hayır diyen CHP zihniyeti.Gündeme gelen yeni Anayasa’ya “HAVET” deme noktasına geldi.


Şu sıralar CHP, Utangaç bir tavırla Yeni Anayasaya ne Evet, ne de Hayır, İkisinin ortası “HAVET” dermiş gibi yapıyor.


Çünkü yeni bir Anayasa artık en çok CHP’ye lazımdır. 


Yuvalandığı bürokratik kademelerden sökülüp atılan CHP zihniyetine Demokratik bir Anayasaya sarılmaktan başka yaşam alanı kalmadı.


Geçmişiyle yüzleşmeye korkan CHP zihniyetinin Demokrasiden başka seçeneği de kalmadı. 


Ergenekoncuların avukatlığına devam ederek, Silivri kapılarında nöbet tutarak demokrasi istenmez.


CHP Toplumda hiç karşılığı olmayan bu politikaları ısrarla devam ettirdikçe, yok oluşa doğru hızla sürüklenecektir.


Acaba AKP çok iyi olduğu için mi sürekli seçim kazanıyor? 


Yoksa CHP gibi bir rakibi olduğu için mi seçim kazanıyor?


Evrensel Sol ve Sosyal Demokrasi CHP’nin ana siyaseti olmayacağına göre, CHP 1923 Model bir parti bile olmadan siyasi müzedeki yerini alacaktır.